Neredeyse her sene karşılaştığımız Call of Duty, hatta Assassin's Creed oyunları hakkında neler düşündüğünüzü biliyorum. Bu konu sadece oyun dünyasının tepe noktasındaki yapımlarda değil, bildiğimiz gibi tarayıcı tabanlı oyunlarda veya herhangi bir Kore yapımı online oyunda da karşımıza çıkıyor, birbirinden 'emin' kopyalarla gözlerimizi yaşartıyor. Gelin görün ki bu sefer karşılaştığımız örnek Siegelord, birçok tarayıcı tabanlı strateji oyununun bir kopyası olmasına rağmen kendi de üstüne bir şeyler katmayı başarmış, enteresan bir oyun. Bunu söyledikten sonra gelin bakalım bu oyunu hem aynı hem de farklı yapan etmenler nelermiş.
Siegelord'a adım attığınızda diğer online tarayıcı oyunları gibi karakter seçme ve haritada bölge belirleme ekranıyla karşılaşıyoruz. Karakterlerin hepsinin konsept tasarımı güzel ve karizmatik olduğu için karakter seçmede çok fazla takılacağınızı düşünmüyorum. Ayrıca bu aşamadan sonra karşılaşacağınız tutorial ekranı, benzer sınıftaki oyunların aksine harbiden bilgilendirici bir yapı sergiliyor. Seçtiğiniz birliğin köklerine inen ve hikaye adına belki de tek bilgi alabileceğiniz ekran burası. Maalesef bundan sonraki bölümlerde, oyunun herhangi bir yerinde hikaye işlenişi tamamen geri planda kalıyor ve oyun kendini tekrar etmeye başlıyor.
Krallıkların hepsi birbiriyle savaş halinde olduğundan topraklarınızı iyi korumalı, kaynaklarınıza da sahip çıkmalısınız. Siegelord'un diğer strateji oyunlarına nazaran mükemmel bir topluluğu var. Oyuncular kendi birlikleriyle sürekli iletişim kuruyor ve yardım talep ediyorlar. Bunu bir nevi Clash of Clans komünitesine benzetebilirsiniz. Günlük kaynakların zaman çizelgesini takip ederken dilerseniz ana yerden ayrılıp yiyecek arayışına da girebilirsiniz. Tabii etrafta düşman olmamasına dikkat etmekte fayda var, diğer türlü düşman oyuncular anında destek çağırabiliyorlar. Güvenli bölgeler, günlük bakacağınız bir oyun için tavsiye edeceğim mekanlar olacak. Krallığın çevresinden ayrılmadan da kaynaklarınızı geliştirebiliyor, savaş arayışına girebiliyorsunuz.
Oyunda karakterinizle birlikte bütün yapıları geliştirebiliyorsunuz. Karakter detayları ve özellikleri bir RPG oyununu andırdığı için bu büyük ihtimalle hoşunuza gidecek. Seviye sistemiyle beraber oyunda kazanıdığınız rütbeler de yapı gelişimlerine katkı sağlıyor. Elbette savaşlarda kullanacağınız eşyalar da seviyenize göre değişiklik göstermek zorunda. Stratejiyle birlikte işin içinde hafif RPG tuzu olması belki de Siegelord'u kopyalardan ayıran en büyük özelliklerden biri.
Siegelord'un ücretsiz oluşuna gelecek olursak elbette oyun içi satın alma özelliği yine bu oyunda da karşımıza çıkıyor. Peki oyunda başarılı olmak için illa para mı vermek gerekli? Hem evet hem hayır. Siegelord'a yeni başlayan bir oyuncu için tamamen ücretsiz güzel bir deneyim sunuluyor. Lakin oyunda ilerlemeye başladıkça karşınıza çıkacak düşmanlar seviye ve yapı birimleri için para harcamış olacağından sizin de siniriniz bozuluyor. Gerçek para karşılığı alınan elmaslar sayesinde birçok geliştirmeyi hızlıca yapabiliyor, yapılarınızı daha da kuvvetlendirebiliyorsunuz. Günümüzün mobil oyunlarından zaten bu durumu tahmin edeceksinizdir.
Tarayıcı üzerinden fantastik bir strateji oynamak için iyi bir ortam sunan Siegelord, maalesef uzun soluklu bir maceraya değil de daha çok bir işle ilgilenirken göz atılabilecek bir uğraş olarak değerlendirilebilir. Sevebilirsiniz, ama o bir hevestir bilirsiniz.
YORUMLAR