Caesar

Caesar

kullanıcı
  • Lisans DENEME SÜRÜMÜ
  • TOPLAM İNDİRME 20,876
  • DOSYA BOYUTU 446 MB
  • EDİTÖR PUANI
  • Üretici Sierra

Oyunda yapmanız gereken en önemli şeyde şehrinizdeki yaşayanların geçimlerini sağlamak amaclı olan bir stareteji oyunu

Strateji ve Sezar kelimeleri bir araya gelince bu cümleler geçiyor akıllardan ister istemez. Dune 2'yle doğan, Warcraft 2'yle patlayan ve Age of Empires ile strateji kelimesini esir alan gerçek zamanlı strateji oyunları bunun sebebi şüphesiz. Tabi göz önünden kayıp geçen bu sahnelerin klişeliğinin sebebi değiller asla; onu da bu oyunların çok satmasına ve para kokusunun çekici olmasına bağlayabiliriz.

Para kokusundan ziyade zihinlerinin izinden gidenlerdir çıkış tarihinin üzerinden 10 seneden daha fazla süre geçmesine rağmen akılda kalabilenler. Impressions Games çalışanları da 1993 yılında bu yolda giden ekiplerdendi. Savaşmayıp sevişme mottosunu düstur edinmiş bir strateji oyunu düşünebiliyor musunuz? Yıkmanın değil; yapmanın üzerine kurulu; ama gerektiği zamanda da kılıcını kınından korkmadan çıkartabilecek kadar gerçekçi bir oyun... Evet, Warcraft ve türevlerinin mitoz bölünmeyle çoğaldığı (hepsi birbirinin aynıydı zira) bir dönemde paranın kokusu kesinlikle bu değildi.

Caesar, Simcity ile "ucundan azıcık" gerçek zamanlı stratejileri karıştıran yapısıyla kendisine bir şekilde yer edindi ve ardından gelen 2 ve 3. oyunlarla seri olarak ismini sağlamlaştırdı. Ne var ki Impressions Games, aynı yoldan gitmeyi tercih edip Pharaoh, Zeus gibi kısmen benzer; ancak farklı temalara sahip oyunlarla karşımıza çıkınca, 2004 yılında kepenkleri indirmek zorunda kaldı. Evet, 90'lı yıllarda büyük balık (Sierra) küçük balığı (Impressions) yuttu, ardından balina (Vivendi Universal) ikisini birden yutuverdi. Küçük balıktan arta kalanlar ise yeni bir organizmanın (Tilted Mill) yapısına katılarak eski günlere geri dönme özlemiyle arı gibi çalışıyor.

Evet, yıkmak değil yapmak üzerine kurulu demiştik Caesar için; yani kısmen Simcity benzeri bir oyun yapısı söz konusu. Pek çok klonda olduğu üzere "bir işçi, bir bina ve bir altın madeni verdim sana, yok et düşmanı buharlaştır, haydi göreyim seni" tarzında bir oyun yapısı söz konusu değil. Düşük seviyeli bir Roma valisi olarak başlayan yolun sonunda ise oyunun adı yatıyor: Sezar olmak.

Tıpkı eski oyunlarda olduğu gibi sıfırdan bir şehir yaratma seçeneği var elbette ki; 4. oyunun bir güzelliği ise bu noktada 2. bir seçeneğinizin olması: önceden düzenlenmiş bir şehri seçerek düşmanı yok etme, buharlaştırma. Evet, kılıcı düşman kafasında görmeden duramayanlar için ikinci bir seçenek de oyunda mevcut. Tabi bu seçenekte sadece savaş yok; bir vali olarak duvarları sağlamlaştırmak, mancınıkları mevzilendirmek ve kapıdan içeriye girmeye çalışanlarla kızarmış pirzola yapmak da sizin göreviniz. Ayrıca savaş sisteminin eski oyunlardan çok daha farklı hazırlandığını belirtmekte fayda var.

Önceki oyunlarda olduğu gibi 4. yapımda da ev ve yol inşa ederek evsizleri şehrimize davet edip şehrin temellerini atıyoruz. İlk gelen, en düşük tabaka genellikle fabrikalarda istihdam ediliyor, ayağını da yorganından fazla dışarıya çıkaramadığı için haliyle fazla vergi veremiyor. Ev, su, yol ve iş düşük tabaka için yeterli iken üst düzey için yeterli değil elbette; tapınak yapmalı, kolezyum yapmalı, barbarları (!) dövüştürmeli. Orta tabakayı da bu şekilde yerleştirdiğiniz zaman geriye zengin tayfa kalıyor. Şehre şarap getirmek bunlar için faydalı olacaktır. Tahmin de edebileceğiniz üzere her bir üst tabakanın yorganı daha uzun olduğundan, cebinize giren para o kadar fazla oluyor. Kısacası oyundaki temel mekanizma: ne kadar ekmek, o kadar köfte. Evet.

Eski Caesar oyunlarındaki, bir sanal bebek narinliğindeki, aşırı ilgi bekleyen şehir sakinleri bu oyunda birer birer göç etmişler. Özelden çok genele yoğunlaşan oyunda tekil kişilerle ilgilenmeyeceğiz, halkın mutluluğu, gelir gibi belirleyici ana faktörler olacak. İş durumu, sağlık, yiyecek gibi faktörler de genel mutluluğu belirleyen unsurlar olacak. Şehri inşa ettikten sonra yapacağımız şey de oyunun bize verdiği bu faktör sınırlamaları. Oyunun tasarımcısı Tony Leier'in de söylediği üzere Caesar IV, oyuncular üzerinde baskı kurmaya çalışan bir oyun değil. Sezarı kızdırmadığınız veya yakınınızdaki şehir valilerinin tepesini attırmadığınız sürece yuvarlanıp gideceksiniz. Barbar saldırılarına her an hazırlıkta olmanın faydası var tabi ki.

Caesar IV, 1998'de çıkmış olan Caesar III'ün motorunu kullanıyor. 2D hazırlanan oyunda bu grafiklerin tercih edilmesinin sebebi, yapımcıların oyunun P166 MX makinelerde de çalışmasını istem... Ha ha, 8 seneden sonra bu satırları okumak istemezdiniz, değil mi? Öyle desem de, yandaki görüntüleri görünce yemezdiniz zaten. Yapımcılar da bu satırların yazılmasını istemiyor olmalı ki, bu oyun için yepyeni bir motor geliştirmiş. Görseller, zaten ekran görüntülerinden de görebileceğiniz üzere hayli gelişmiş ve günümüze uygun hazırlanıyorlar. Tamamen 3 boyutlu olan Caesar IV, boyut atlayarak sadece ekran kartınızdan soğuk terler akıtıp gözlerinizi boyamaya çalışmıyor; bizzat 3. boyutun oyuna getirdiği pek çok avantaj var. Tepeden, şehrinizin yavaş yavaş gelişimini izlerken yakınlaştıkça binaların yapım aşamasını görecek, daha da yakınlaştıkça işçileri, insanları, günlük yaşamı, yarattığınız bu canavarın içinde işlerin nasıl göründüğünü göreceksiniz. İnsanlar işe gidecek, sevgilisinin peşinden koşturacak, markete gidip 2 ekmekle yarım kilo peynir alacak, eve gidecek, yemeğini yiyecek ve uyuyacaklar. Ardından da gece olacak. Komik bir cümle gibi duruyor değil mi? Aslında değil; zira eski Roma'da 1993'ten beri gece olmuyordu!

Komple yenilenen savaş sistemi ve arayüz gibi unsurların yanı sıra bazı mevcut ayrıntılarda da ufak değişikliğe gidilmiş; din gibi. Artık Roma, 8 seneden sonra yeni bir tanrıya kavuşuyor! Evet, artık oyunda 5 adet tanrı var. Bunun ne faydası mı var? Şöyle söyleyeyim, bir Mars tapınağı yaparak ülkenin askeri gücünü artırabilirken bir Venüs tapınağı, halkın birbirine daha fazla kaynaşmasına yardımcı olabilir. Dinin yanı sıra kaynak, market, yapı, karakter gibi objelerin sayısı da önceki oyunlardan bir hayli fazlalaşmış. Bunun sonucu olarak da, gerek sandbox moduyla olsun, gerek senaryo kısmıyla olsun, oynanış süresi bakımından Oblivion'la aşık atan bir oyun süresi ortaya çıkmış; tam 100 saat!

Tüm bunların yanı sıra, makinem zayıf diye hayıflanmasın eski Caesar hayranları; yapımcılar oyunun her sistemde verimli bir performansta çalışacağını söylüyorlar. Yapımcıların da pek çok yerde belirttiği ve açıkça da görüldüğü üzere Caesar IV, geliştirilmiş bir Caesar III değil, geliştirilmemiş bir Caesar III hiç değil. 14 aydır hazırlanmakta olan yapım, ekibin söylediğine göre eylül ayının ortalarında hazır olacak. 2001'de kurulan, yeni ama tecrübeli çalışanlara sahip Tilted Mill her ne kadar Children of the Nile isimli ilk oyunlarıyla vasatı aşamadılarsa da, bu sefer önlerinde çok daha sağlam potansiyele sahip, koskoca bir isim duruyor. İşin arkasında Vivendi Universal gibi bir ismin de bulunduğu bir ekip göz önünde bulundurulursa, bu potansiyelin boşa kullanılacağını hiç sanmıyorum.

Not : TrGamer'dan Alıntıdır...