Alman araştırmacılar, solunum damlacıkları ve aerosollerle koronavirüs bulaşma riskini analiz etti ve araştırmacılar yaptıkları analizler sonucunda insanların kapalı mekanlarda korunavirüsten korunmasına yardımcı olacak basit yöntemler keşfetti. Peki, iç mekanlarda virüse yakalanmamak için hangi basit yöntemlerin uygulanması gerekiyor?
Kapalı Mekanlarda Koronavirüsten Korunmak İçin Neler Yapılmalı?
Yeni tip koronavirüs salgını şu an dünya genelinde ilk başladığı günden farksız bir şekilde etkisini sürdürüyor. Amerika Birleşik Devletleri, kasım ayının başından bu yana vaka sayısı bakımından büyük rekora doğru gidiyor. Günlük vaka sayısı birkaç gün önce 220.000 vakanın üzerini gördü ve COVID-19’dan ötürü eş zamanlı olarak hastaneye yatış sayısı 100.000’in üzerine çıktı. Günlük ölüm sayısı bu hafta 3.000’e ulaştı. Bu da dünya çapında başka bir rekor kırıldığının anlamına geliyor.
Kışın hayatı etkileyen birkaç faktör, virüsü yazın olduğundan çok daha tehlikeli hale getiriyor. Soğuk hava daha fazla insanı kapalı alanda kalmaya mecbur bıraktığından ötürü virüsün yayılması çok daha kolay bir hal alıyor. Yılbaşı kutlamaları başta olmak üzere insanların çeşitli kutlama amaçları ile bir araya gelmesi, salgının şiddetinin daha da artmasına yol açabilir.
Amacınız kutlama yapmak olmasa bile kapalı bir alanda diğer insanlarla bir arada olmanız gerekebilir. Örneğin hastaneler bu duruma örnek olarak verilebilir. Kapalı alanda kalmanız gerektiğinde tedbiri elden bırakmamanızda fayda var. İnsanlar, ev de dahil olmak üzere çeşitli mekanlarda enfeksiyon riskini azaltabilecek basit önlemler alabilir. Alman araştırmacılar, iç mekanlarda enfeksiyon riskini minimum seviyeye çekmek için yeni basit yöntemler keşfettiler.
Kapalı Alanlarda Koronavirüsten Korunmanın Basit Yolları
Alman Çalışma Komitesi, insanların özellikle kış aylarında kapalı alanlarda kalması gerektiğinde aşağıdaki önlemleri elden bırakmaması gerektiğini tavsiye etti.
• Alman araştırmacılara göre birçok sektörde tek kullanımlık maskelerin yerine N95 maskelerinin takılması gerekiyor. Bu maskeler özellikle kapalı ve az havalandırılan mekanlarda enfeksiyon tehlikesini azaltmak için iyi bir çözüm olabilir.
• Alman araştırmacılar, iç mekanlarda alınabilecek ikinci önlemin ise mekanda yer alan tüm pencereleri açıp mekanı havalandırmak olduğunu ifade etti. Araştırmacılara göre açık pencere sayısı ne kadar çoksa enfeksiyon riski o kadar azalıyor.
• Araştırmacılar özellikle hastane, restoran, otobüs ve tren gibi kapalı yerlerde egzoz havalandırma sistemlerinin kullanılmasını öneriyor.
• Önceki tavsiyeye benzer şekilde hava temizleme sistemlerinin de bu gibi ortamlarda çok faydalı olabileceğinin altı çiziliyor.
• Araştırmacılara göre enfeksiyon tehlikesini takip etmek için CO2 seviyesinin takip edilmesi gerekiyor. Bu seviyeler, havalandırmanın ne kadar iyi çalıştığını gösteriyor.
• Araştırmacılara göre tavan vantilatörleri de virüsün bulaşmasını yavaşlatabilecek faktörler arasında yer alıyor. Bu vantilatörler, havayı sürekli olarak dolaştırarak virüsü havada daha uzun süre tutuyor.
YORUMLAR