Evren yaşlandıkça, içinde bulunan yıldızların türü değişti. Demir gibi ağır elementler, yıldızların içinde meydana gelen reaksiyonlar tarafından yaratılıyor ve bu yıldızlar sonunda yakıtı tükenip süpernova olarak patladığında, bu daha ağır elementler etrafa yayılıyor ve yeni nesil yıldızlara dâhil oluyor. Böylece zamanla yıldızlar, gökbilimcilerin metaliklik olarak adlandırdıkları bu ağır elementlerin daha yüksek seviyelerine kademeli olarak sahip oluyorlar.
Bu, evren gençken doğan en eski yıldızlara bakabilseydiniz, bugünün yıldızlarından oldukça farklı olacakları anlamına gelir. Bu ilk yıldızlar, evren 100 milyon yaşından küçükken oluşan Popülasyon III yıldızları olarak bilinir ve onları aramak, astronomi araştırmalarının en önemli gayelerinden biri olmuştur.
Yapılan Araştırma Evrenin Nasıl Sona Ereceğini Bizlere Gösterebilir
Şimdi ise Hawaii'deki Gemini North teleskopunu kullanan gökbilimciler, bu inanılmaz derecede yaşlı ilk yıldızlara ait ilk kez bir enkazı tespit etmiş olabilirler. Araştırmacılar, bir galaksinin parlak bir merkezine baktılar ve etrafındaki bulutların kimyasal bileşimini gözlemlediler. Bu bileşimin olağandışı olduğunu ve çok yüksek bir demir-magnezyum oranına sahip olduğunu buldular.
Bu, malzemenin çift-kararsızlık süpernovası olarak adlandırılan, dramatik bir olay sonrası çok eski bir yıldızdan oluşmuş olabileceğini gösteriyor. Bu teorik süpernova türü son derece güçlüdür ve bu, düşük metaliğe sahip yıldızların başına gelebilir.
İlk yıldızların bu kalıntılarından daha fazlasını aramak, daha fazla örnek bulmamıza ve evrenin nasıl sona ereceğini öğrenmemize yardımcı olabilir.
YORUMLAR