40 gün boyunca mağarada yaşama fikri kulağa biraz garip geliyor olabilir. Fakat Fransa'daki bir araştırma ekibi 40 gün boyunca sadece biyolojik saatlerine göre mağarada yaşadı. Dışarıdan kimseyle konuşmadılar ve pandemiyle ilgili bilgi almadılar.
Birbiriyle bağlantılı bir dünyadan kopup birkaç hafta bir mağarada saklanmanın nasıl bir his olduğunu hiç merak ettiniz mi? Fransa'da on beş kişi bunu test etti.
Karanlık, nemli ve geniş bir mağarada gönüllü olarak geçirilen 40 günden sonra, bilimsel bir deneyde yer alan sekiz erkek ve yedi kadın, Cumartesi günü yeniden yeryüzüne çıktılar.
Fransa'nın Lombrives mağarasından çıkan 15 katılımcı, uzun süre güneş ışığı gördükleri için özel gözlükler taktılar ve gün ışığının tadını çıkardılar. Katılımcılardan biri, "Burası gerçekten sıcak" dedi.
Grup, 40 gün 40 gece boyunca mağarada yaşadı ve zaman duygusu olmadan keşif yaptılar. Sıcaklığın 10° santigrat derece olduğu yerlerde güneş ışığı yoktu. Mağara sakinlerinin dış dünyayla hiçbir teması olmadı. Yani salgınla ilgili herhangi bir güncelleme ya da yer üstündeki arkadaşları ve aileleriyle iletişim kurmadılar.
40 gün boyunca mağarada yaşamak
1.5 milyon dolarlık "Deep Time" projesine liderlik eden bilim adamları, deneyin, insanların yaşam koşullarındaki ve çevrelerindeki şiddetli değişikliklere nasıl adapte olduklarını daha iyi anlamalarına yardımcı olacağını söylüyor.
Bilim adamları, 15 üyeli grubun uyku düzenlerini, sosyal etkileşimleri ve davranışsal tepkilerini sensörler aracılığıyla izledi. Ekip üyeleri ne zaman uyanacaklarını, uyuyacaklarını ve yemek yiyeceklerini bilmek için biyolojik saatlerini takip ettiler. Günlerini saate göre değil, uyku döngülerine göre ayarladılar.
Katılımcıları izleyen bilim adamları, araştırma deneklerine yakında çıkacaklarını bildirmek için mağaraya girdiler. Gruptaki insanların çoğu, mağarada ne kadar süredir kaldıklarını yanlış hesapladı ve bir haftaları daha olduğunu düşündü.
Proje direktörü Christian Clot mağaranın içinden yapılan bir kayıtta, "Grubun nasıl senkronize olduğunu görmek gerçekten ilginç. Toplantı için bir zaman belirleyemeden projeler üzerinde birlikte çalışmak ve görevleri organize etmek özellikle zorlayıcıydı" dedi.
Araştırmaya katılan kronobiyolog Benoit Mauvieux yaptığı açıklamada, katılımcıların gözle görülür şekilde yorgun olduklarını ifade etti. Ancak üçte ikisi, keşif sırasında başlatılan projeleri bitirmek için biraz daha yer altında kalmayı istiyordu.
YORUMLAR