Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS), alçak Dünya yörüngesine yerleştirilen bir uzay üssüdür. İngilizcesi International Space Station (ISS) olan bu yapı, üzerinde yaşanılabilen yapay uydu olarak da ifade edilebilir.
Uzayda hareket edebilen en büyük yapı unvanına sahip olan ISS’nin boyutu, bir futbol sahası büyüklüğündedir. Yeryüzünden yaklaşık 408 km yüksekte olan yapı, saatte 27.576 km hızda Dünya etrafında dolanıyor.
Modüller bir araya getirilerek birleştirilip inşa edilen istasyonun yapısı; destekleyici dış iskelet, güneş panelleri ve basınçlı modüllerden oluşuyor. Dünya yörüngesindeki en büyük yapay uydu olarak bilinen ISS’nin ilk kısmı 1998 yılında fırlatıldı.
Biz de bu yazımızda geçtiğimiz günlerde Türk astronot Alper Gezeravcı’nın gittiği Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) ile ilgili bir rehber hazırladık.
Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) Nasıl Kuruldu?
Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS), her gün dünyanın etrafında 15 tur atıyor. Dünyadan çıplak gözle görülebilen bu istasyonun kurulabilmesi için 5 ayrı uzay ajansı bir araya geldi.
ISS’nin kurulmasını sağlayan uzay istasyonları şöyle sıralanabilir;
- NASA (ABD Uluslararası Havacılık ve Uzay Dairesi)
- CSA ASC (Kanada Uzay Ajansı)
- Roscosmos (Rusya Federal Uzay Ajansı)
- ESA (Avrupa Uzay Ajansı)
- JAXA (Japonya Uzay Araştırma Ajansı)
ISS’nin temeli iki ana modülden oluşuyor. Bu ana modüller, Amerika ve Rusya tarafından yapıldı. Diğer ülkelerse istasyonun geriye kalan parçalarını finanse etti.
ISS’nin parçaları; 5 adet Rus ve 37 adette ABD roketinden oluşuyor. Toplamda 42 roket, uçuşla uzaya gönderilip monte edildi.
Uluslararası Uzay İstasyonu Neden Kuruldu?
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda meteoroloji, fizik, kimya, biyoloji, fizyoloji gibi birçok alanda çalışmalar yapılıyor. Çeşitli alanlarda deneme ve araştırmaların yapıldığı bu istasyon bir laboratuvar olarak nitelendirilebilir.
Uzay seyahatleriyle alakalı yeni sistemlerinin ilk testlerinin yapıldığı ISS’te bugüne kadar birçok ülkeden bilim insanı çalışmalar yaptı.
İstasyonda önemli çalışmalara imza atılmasını sağlayan ilk adımın 2001’de istasyonun üst yörüngesine bağlanan Destiny isimli laboratuvar modülü olduğunu söyleyebiliriz.
Bu modülün ardından Avrupa Uzay Ajansı, Kanada ve Japonya Uluslararası Uzay İstasyonlarından da modül fırlatıldı. Uzaya modüllerin fırlatılmasıyla uzay ve havacılık alanında birçok önemli çalışma yapıldı. Bugüne kadar istasyonu iki yüzün üzerinde kişi ziyaret etti.
ISS’de gerçekleştirilen çalışmaları şöyle sıralayabiliriz;
- Yaşamın devamlılığı açısından uzay madenciliği,
- İlaç sektörü,
- Nötron yıldızların gözlemlenmesi,
- Akışkanların uzaydaki halleri,
- Beslenme,
- Hastalıkların kalıcı tedavisi için aminoasit inceleme.
Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) Görünür mü?
Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS), gökyüzündeki en parlak üçüncü nesneler arasında yer alıyor. İstasyon, ay gibi güneşin ışığını yansıtıyor. Bundan dolayı da dünyadan görülebiliyor.
Dünyadan çıplak gözle ilk bakıldığında gezegen gibi görünür. Ancak sabit hızda ilerlediğinden dolayı kolay fark ediliyor.
ISS, günün her saatinde görünmez. Yalnız güneşin batış ve doğuş saatlerinde yansıtılan ışık belirginleştiğinden dolayı kolayca fark edilir. ISS’yi görüntülemek için ekipman kullanmaya gerek yoktur.
İstasyonu görüntülemek için şu teknikleri uygulayabilirsiniz:
- İlk olarak istasyonun bulunulan yerin ufku üzerine ne zaman yükseleceği öğrenilmelidir.
- Geçiş zamanından minimum 5 dakika önce dışarıya çıkılmalı.
- Batı yönüne doğru dönülerek beklenmelidir. Batı ufkunun hemen üzerinde hareket eden ya da arkasından yükselen yıldıza benzer parlak bir nesne görüntülenir. Bu görüntülenen nesne, ISS’dir.
İstasyon, her gece görünmez. Bir hafta boyunca net şekilde gökyüzünde görüntülendiği zamanlar vardır. ISS hem gece hem de gün doğmadan önce görüntülenebiliyor. Bunun için de sabah çok erken saatlerde gökyüzüne bakmak gerekiyor.
YORUMLAR