Özellikle madencilik gibi endüstriyel sekörlerin vazgeçilmezi olan siyanür, kuşkusuz gezegendeki en tehlikeli maddelerden biri. Doğal yollarda da elde edilebilen bu bileşen, farklı formlarda bulunabilir. Uzun süreli ve yoğun siyanür maruziyeti, çeşitli sağlık problemlerine yol açabilir.
Ne yazık ki kısa süre önce ülkemizde gerçekleşen bir maden faciası nedeniyle bu maddenin adını sürekli duyuyoruz. Peki, siyanür tam olarak nedir? Zararları neler? Siyanüre maruz kalındığında ne yapmalı? İşte, bu konuya dair bilmeniz gerekenler!
Siyanür Nedir?
Bu maddenin ismi Yunanca’da ‘kyanos’ olarak isimlendirilen mavinin koyu yeşile çalan bir tonundan geliyor. Karbon ve azot elementlerinin bağlandığı bir bileşen olarak karşımıza çıkıyor.
Gaz ve kristal tuz formunda bulunabilen bu bileşen iki türlü de hayati tehlike doğurabiliyor. Hidrojen siyanür (HCN) renksiz bir gaz iken, NaCN yani sodyum siyanür ise bu maddenin kristal formda olduğu halini simgeliyor.
Endüstrinin çeşitli kollarında kullanılan siyanür kağıt, plastik, tekstil malzemelerinin yapımında tercih ediliyor. Metalürjide metal temizliği, altın arama ve elektro kaplama gibi faaliyetlerde kullanılırken gaz formunun geniş alanlarda böcek ve haşere temizliğinde etkili olduğu biliniyor.
Kimyasal bir bileşik olması sadece laboratuvar ortamında üretildiği anlamına gelmiyor. Bu bileşen birçok doğal varlıkta hali hazırda mevcut. Kayısı, elma, armut ve şeftali çekirdeğinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca ortanca isimli çiçekte ve mürver ağacının yaprağında da yer alıyor.
Siyanüre Nasıl Maruz Kalınır?
Çeşitli yollarla toprak, hava ve suya geçebilen bu bileşene soluma, dokunma, yeme-içme yoluyla maruz kalınabiliyor.
HCN formundayken hava yolu ile ortama yayılan bu gaz solunum yolu ile insanlara ciddi oranda zarar verebiliyor. Sigara kullananlar ve sigara içilen ortamda bulunan kişiler de bu hasardan nasibini alıyor.
Siyanür bulunan topraklara dokunmak, bu maddenin kullanıldığı giysi ve aksesuarları kullanmak deri yoluyla bileşenin vücuda girmesine neden olabiliyor.
Siyanürün yutulması ise en tehlikeli olasılıklardan biri olarak değerlendiriliyor. Soluma yoluyla maruz kalındığında görülen belirtiler bu durumda daha şiddetli olarak karşınıza çıkabilir.
Siyanürün Tehlikeleri ve Zararları Nelerdir?
Hava, yemek veya temas yoluyla maruz kalınan miktar 20-40 ppm aralığında ise kişide baş dönmesi, ağrı, mide bulantısı, nabzın yükselmesi, kusma gibi reaksiyonlara yol açabilir.
Bu değer yükseldikçe oluşturabileceği hasarların boyutu da artıyor. 100-300 ppm gibi büyük miktarda maruz kalındığında kan basıncının düşmesi, kalp hızının yavaşlaması, bilinç kaybı hatta ölüme varan sonuçlar görülebiliyor.
Büyük oranda siyanür zehirlenmesi yaşayan kişilerde beyin, kalp ve sinir hasarları kalıcı bir hal alabiliyor.
Bunların temel nedeni ise bu maddenin hücrelerdeki oksijen kullanımını engelliyor olması. Oksijen kullanamayan hücrelerin ölmesine neden oluyor. Bu da özellikle yoğun miktarda oksijen kullanan kalp ve beyin gibi önemli organlar açısından büyük sorunlar oluşturabiliyor.
Siyanüre Maruz Kaldığınızda Ne Yapmalısınız?
Hava ile yayılabildiği için siyanürden korunmak adına bulunduğunuz mekânı havalandırmaya önem vermeniz gerekiyor.
Bu maddeye maruz kaldığınızı fark ettiğinizde hızlı bir şekilde temiz havanın bulunduğu bir ortama geçiş yapmak sizi rahatlatabilir.
Eğer deri yolu ile bu bileşene maruz kaldıysanız sebep olabilecek kıyafetleri ivedilikle üstünüzden çıkarmalısınız. Sabun ve su ile vücut temizliğinizi yapabilirsiniz. Gerektiğini düşünüyorsanız tıbbi yardım alabilirsiniz.
YORUMLAR