Rainbow Six: Siege Oynamadan Önce Bilmeniz Gereken 10 İpucu
Rainbow Six: Siege'e başlamadan önce bilmeniz gereken 10 altın kuralı derledik!
Rainbow Six: Siege, her geçen gün büyüyen bir kitleyle yoluna son sürat devam ederken, Ubisoft da attığı adımlarla oyunu genişletiyor. Oyunun ikinci sezonu yaklaşırken, Rainbow Six: Siege'e ilk defa adım atacaksınız, bu ipuçlarına bakmadan geçmeyin.
Rekabetçi FPS oyunları arasında bambaşka bir yeri bulunan Rainbow Six: Siege, hızdan çok dikkate ve farkındalığa dayanıyor. Oyun boyunca her zaman diken üstünde olmanız ve çevrenizde olup bitenlere hemen tepki vermeniz isteniyor. Başka oyunlara nazaran çok farklı mekanikler kullandığı için de kesinlikle bu 10 adımı gözden geçirmeden oyuna başlamayın!
1- Sakin olan kazanır
Rainbow Six: Siege’in çok oyunculu maçları, dört dakikalık periyodlara ayrılmış olsa da bu sizin hızlıca o turu kazanmanız gerektiği anlamına gelmiyor. Zaman kısıtlaması ekipler arasındaki çıkmazları çözmek için oyuna yerleştirilmiş. Buna rağmen sizin düşünüp, bir strateji kurgulayacak ve bunu uygulayacak vaktiniz her zaman oluyor.
Bu sebeple koşarak, rakiplerinizle karşılaşmak yerine bir süre düşünmek, gideceğiniz yolları belirlemek ve bunu yaparken de yine sakin olmak için bolca zamanınız var. Düşünmeden hareket etmenin oyunda yapacağınız son şey olduğunu unutmayın.
2- Sağa ya da sola eğilin
Daha önce birçok FPS oyununda gördüğünüz bu eğilme özelliği, oyunda sizin hayatınızı kurtaracak başlıca etmenlerden bir tanesi olabilir. Bu yolla bütün bedeninizi siperden çıkarmak zorunda olmadığınızda, çatışmalara daha güvenli şekilde katılabilirsiniz. Özellikle ötesini görmediğiniz köşelerden çıkarken, eğilerek önce çevreyi kolaçan etmek ve ona göre hareketinizi belirlemek, oyunun vazgeçilmezleri arasında.
3- Bağlı kalmayın
Günümüzün popüler birçok FPS oyununda, karakterlere özel eşyalar verilmesi ve oyun tarzınıza göre karakterinize özellikler eklemeniz gibi birçok özellik mevcut. Fakat Rainbow, diğerlerinin aksine sadece tek bir karakter üzerine yoğunlaşmanızı tavsiye ediyor. Bu sebeple oyuna başlar başlamaz, kendinize uygun olduğunu düşündüğünüz bir karakter grubu belirlemek ve onlarla rastgele maçlar yaparak, size en uygununun hangisi olduğunu belirlemek çok önemli. Böylece oyun boyunca o karaktere özel puanlar ve eşyalar kazanarak, yeni karaktere geçip zaman kaybetmekten de kurtulabilirsiniz.
4- Boşa patlatmayın
Oyunun kendine has özelliklerinden bir tanesi de çevrenin yıkılabilir olması. Pek tabii, bu özelliği daha önce birçok oyunda gördük; ancak Rainbow bunu bir üst seviyeye taşımayı da başarıyor. Operasyon yaptığınız ya da savunduğunuz evlerin ya da mekanların neredeyse her parçası yıkılabiliyor. Hal böyle olunca sadece belirli noktaları savunmak yeterli olmuyor.
Keza saldırırken de bir duvarı patlatıp, oradan içeri girilmesi en iyisi. Bu sebeple elinizde bulundurduğunuz malzemeleri sebepsiz yere kullanmak yerine, ilerlemenizi daha da kolaylaştıracak şekilde kullanmanız gerekiyor.
Oyun boyunca bir kapıdan yavaşça girmenin akıllıca olmadığı da düşünülürse, bir yeri patlatmak ve açılan yoldan ilerlemek daha iyi. Bu sebeple patlatırken, bir daha düşünün!
5- Drone’lara bir şans daha verin
Rainbow Six: Siege’de bir sonraki adımını görmeden ilerlemek, ölümle eşdeğer. Bunun için çevrenizde olup bitenlerden haberdar olmak ve tespit edebildiğiniz kadar çok düşmanı tespit etmek de çok önemli. Bunun için silah sesleri ya da bir takım başka şeyleri yapabileceğiniz gibi en etkili yollardan bir tanesi de drone’lar. Sahip olduğunuz bu küçük aletleri doğru yerlere yönlendirerek, düşmanların yerlerini tespit edebildiğiniz gibi savunma mekanizmalarını da görebilirsiniz. Böylece bölgeye nereden yaklaşmanız gerektiğini ve bir odadalarsa o odaya ne taraftan adım atılmasını böylece görebilirsiniz.
6- Uzak savunma
Saldırı tarafından olduğunuzda karşılaştığınız tehlikeler bir hayli fazlayken, savunma tarafının da işi bir hayli fazla. Pencere ve kapıların kapanması ve bir ton başka işle meşgul oluyorlar. Fakat bunları yaptıktan sonra savunma mekanizmalarının hemen arkasında beklememek de gerekiyor. Örneğin; bir pencereyi korumaya aldınız. Eğer hemen bu pencerenin hemen arkasında siper alıyorsanız, büyük bir hata yapıyorsunuz. Bunun yerine birkaç noktada savunmanızı hazırlayıp, hepsini kontrol edebileceğiniz uzak bir konuma yerleşmeniz sizin için en iyisi.
7- Dürbün kullanmayı unutmayın
Rainbow Six Siege'de sunulan operatörlerin her biri, kendi benzersiz ekipman ve silahlarıyla birlikte sahada farklı performanslar sergiliyorlar. Seçtiğiniz silah, muharebe performansı üzerinde büyük etkiye sahipken, silah özelleştirme, kişisel oyun stilinize yepyeni bir ince ayar seviyesi de ekliyor. Doğru silah seçiminin yanı sıra doğru kişiselleştirme de oyun için büyük önem taşıyor. Seçtiğiniz silahın ve ona eklediğiniz özelliklerin, sizin oyun tarzınıza uygun olması da gerekiyor. Bir de silahlarınıza dürbün eklemek, her zaman sizin işinizi kolaylaştıran ayrıntılardan biri olarak da karşımızda bulunuyor. Bu sebeple kişiselleştirme yaparken, bu ayrıntıyı aklınızdan çıkarmayın.
8- Köşelere dikkat edin
Durumsal farkındalık, belki de Rainbow Six: Siege’in diğer oyunlardan ayrıldığı en önemli noktalardan bir tanesi. Böylece oyuncu sürekli olarak konsantre olduğu gibi çevresine dair bilgi almak için de farklı hareket etmek durumunda kalıyor. Oyun boyunca her iki taraf da birbirine tuzaklar hazırlamak için uğraştığı için, güvenli şekilde hareket etmek her zaman mümkün değil. Bu sebeple ilerlediğiniz yerlere ve adım atacağınız yeni bir koridora dikkat etmelisiniz. Özellikle köşelerden çıkarken çok temkinli olmak ve olabildiğince yavaşça çıkmak hayatınızı kurtarabilir. Yani bir köşeye geldiğinizde, iki kere düşünmeniz gerekiyor.
9- Takım oyunu
Takım halinde oynanan her oyunda olduğu gibi Rainbow’da da birlikte hareket etmek en önemli şeylerden bir tanesi. Takım arkadaşlarınızdan bir tanesi sizden habersiz eylemler gerçekleştirdiğinde, bütün takımı bozabileceğini de unutmamalısınız. Bu sebeple sürekli iletişim halinde olmak, diğer arkadaşlarınızın aldığı önlemler hakkında bilgi sahibi olmak ve rakip takıma karşı birbirinizi uyarmak çok önemli.
10- Işık seviyesi
Rainbow Six: Siege’i ilk yüklediğinizde oyunun size varsayılan olarak ayarladığı ışık düzeyi gerçekten çok düşük. Hatta çoğu zaman sizin görüş kabiliyetinizi etkileyecek kadar aşağıda bir ışık seviyesiyle başlıyor oyun. Ayrıntılıları daha iyi görmek ve en küçük hareketi bile algılamak için, ışık seviyesini oyunu kurduktan sonra kendiniz ayarlamalı ve daha yüksek bir seviyede, size en uygun hale getirmelisiniz.