Oyuncu Monitörü Satın Alma Rehberi: Nelere Dikkat Etmelisiniz?
Sizler için hazırladığımız bu içeriğimizde Oyuncu Monitörü Satın Alma Rehberi ile karşınızdayız. İşte oyuncu monitörü satın alırken dikkat edilmesi gerekenler!
Yeni bir oyuncu monitörü satın almak istediğinizde karşılaştığınız terminolojinin karmaşık ve kafa karıştırıcı olabileceğinin farkındayız. Bu nedenle oyun deneyimini iyileştirmek için yeni bir satın alım yapmaya hazırlanan takipçilerimize yönelik Oyuncu Monitörü Satın Alma Rehberi ile karşınızdayız. Peki oyuncu monitörü satın alırken dikkat edilmesi gerekenler neler ve bunların öncelik sırasını nasıl planlamalısınız?
Söz konusu şey oyunlar olduğunda, monitörler en önemli üç bileşenden birisi olarak tanımlanabilir çünkü oyunu bu monitör ile görür, oyunla bu monitör aracılığı ile etkileşim kurarsınız.
Yine de unutmayın, iyi bir sistemde kötü bir monitör anlamsız olduğu gibi, kötü bir sistemde iyi bir monitör de gereksiz bir harcama olabilir. Bu nedenle işin anahtar noktası, bütçeyi verimli bir şekilde kullanıp optimal kurulumu ortaya koymaktan geçer.
Oyuncular genel olarak (sıradan kullanıcılara nazaran) teknik ayrıntılara daha hakimdir ve performans / fiyat dengesini iyi bir seviyede tutmak isterler. Öte taraftan bir monitör alırken değerlendirmeniz gereken pek çok farklı ayrıntı bulunuyor ve bunları hem bütçenize, hem de kullanım amacınıza göre seçmeniz gerekiyor.
İçindekiler [Gizle]
Oyuncu Monitörü Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Neler?
- Bütçe Aralığı
- Kullanım Amacı
- Ekran Boyutu
- Çözünürlük
- Panel Tipi
- Yenileme Hızı
- Uyarlamalı Senkronizasyon Teknolojisi
- Tepki Süresi
- Renk Profili, Renk Alanı ve Renk Sayısı
- HDR
Bütçe Aralığı
Bir monitör tercih ederken belirlemeniz gereken ilk şey sahip olduğunuz bütçe aralığıdır. Nitekim tahmin edebileceğiniz üzere 1.000 TL ila 2.000 TL arasında bir bütçe ile sahip olabileceğiniz monitör, 5.000 TL bütçe ile sahip olabileceğiniz bir monitörden görece daha geride kalacaktır.
Ayrıca elinizde bir monitör için kullanabileceğiniz 10.000 TL olsa dahi, burada durup düşünmek faydalı olacaktır. Belki monitör için ayırdığınız bütçenin 5.000 TL'sini kenara koyup, bununla sisteminizin özelliklerini ya da diğer aksesuarlarınızı yükseltmek isteyebilirsiniz. Tabii ki bu senaryo herkes için farklılık göstereceğinden, kendiniz için en uygun seçimi yine kendiniz yapmalısınız.
Kullanım Amacı
Evet, nihayetinde oyun oynamak için bir oyuncu monitörü aradığınızın farkındayım. Öte taraftan bu monitörü tam olarak ne için kullanacaksınız? Rekabetçi çevrim içi oyunları oynamak bir seçenek olabilir. Belki ara sıra birkaç film de izlemek isteyebilirsiniz ya da bu monitör bir yandan iş kullanımında da aktif rol oynayacaktır.
Bu listenin geri kalanında yapacağınız tercihler, direkt olarak kullanım amacınız ile ilgilidir. Bu nedenle başlamadan önce gün içerisinde neler yaptığınızı düşünmenizde fayda var. Bu sayede satın aldığınız monitörü çok daha verimli bir şekilde kullanmanız mümkün hale gelecek.
Ekran Boyutu
Şu sıralar oyuncu monitörlerinde yaygın olarak kullanılan dört farklı ekran boyutu bulunuyor. Bu seçenek yine kullanım amacınız ve bütçeniz doğrultusunda şekilleniyor.
Boyut | Avantaj | Dezavantaj |
21.5" |
- Daha Az Yer Kaplar - Daha Uygun Fiyatlıdır |
- Görece Küçük Kalabilir |
23.8" - 24" - 24.5" |
- İdeal Boyutlardan Birisidir - Fiyat Olarak Uygun Skaladadır |
|
27" | - Daha Büyük Görünürlük Sağlar |
- Görece Daha Pahalıdır - Full HD Çözünürlük Yetersiz Kalabilir |
31.5" - 32" |
- Daha Büyük Görünürlük Sağlar - Oyun ve Üretkenlik için Optimaldir |
- Genellikle Pahalıdır - Full HD Çözünürlük Yetersiz Kalır - Bazı Kişiler için Görece Büyüktür - Masada Fazla Yer Kaplayabilir |
21.5" ile başlarsak bu boyuttaki monitörler genellikle küçük masaya ve daha dar bütçeye sahip olanlara hitap ediyor. Öte taraftan ekranın görece küçük kalması, oyunlara dalmanızı belki zorlaştıran bir faktör olabilir.
23.8", 24" ve 24.5" boyutundaki ekranlar, 21.5" ile 27" arasında ideal bir uzlaşma olarak tanımlanabilir. Özellikle Full HD çözünürlüğe sahip bir monitör alacaksanız, sizin için en uygun ekran boyutu muhtemelen bu olacaktır.
27" bandındaki monitörler gittikçe daha yaygın hale gelmeye başladı ve boyut açısından hoş bir görünürlük sağlıyor ancak bu boyutta Full HD çözünürlüğün yetersiz gelmesi ihtimalini aklınızdan çıkarmayın.
Evet, koca koca televizyonlarda bile Full HD çözünürlük kullanılırken, 27" bir monitörde Full HD çözünürlük neden sorun yaşatsın dediğinizi duyar gibiyim: İşin püf noktası, televizyonlara bu kadar yakından bakmamamızda yatıyor.
Tabii ki 2K çözünürlüğe sahip 27" bir monitörün çeşitli dezavantajları olabilir: Örneğin kullandığınız sistem oyunları 2K çözünürlükte oynatmak için yeterli olmayabilir veya bütçeniz bu çözünürlüğe yetersiz gelebilir.
Bu durumda bir teknoloji mağazasına giderek 27" boyutundaki Full HD bir monitöre yakından göz atın ve sizi rahatsız etmediyse, bu boyutta bir monitör tercih edin.
32" bandındaki monitörler genellikle daha üst fiyat noktalarında konumlanıyor. Bu boyutta bir monitör aldığınızda, Full HD çözünürlükten de koşarak uzaklaşmanız gerekiyor. Bu da fiyat skalasını daha üst noktaya taşıyor.
Görünürlük açısından harika bir deneyim sunsa da, masada kapladığı yer itibarıyla herkese uygun bir seçenek de olmayabilir. Yine de oyunlar ve ekranı ikiye bölme avantajı ile üretkenlik açısından güzel bir seçenek olduğunu dile getirebilirim.
Daha büyük monitörler genellikle çoğu kullanıcıya hitap etmez ve fazla abartırsanız kendinizi bir televizyon satın almış gibi hissedebilirsiniz. Bu nedenle aralığı 21.5" ila 32" arasında tutmakta fayda var.
Çözünürlük
Bir monitörün çözünürlüğü genellikle ekran boyutu ve izleme mesafesi ile ilgilidir. Monitörleri çoğu zaman oldukça yakından kullanırız ve pikselleri saymaya başlamadan önce ya aramızdaki mesafeyi artırmamız ya da çözünürlüğü yükseltmemiz gerekir. İlki, genellikle her senaryoya uymaz.
Yine ekran boyutları üzerinden ilerlediğimizde
- 21.5" boyutundaki monitör için en az Full HD,
- 23.8", 24" ve 24.5" boyutundaki monitör için en az Full HD,
- 27" boyutundaki monitör için en az 2K,
- 32" boyutundaki monitör için en az 2K,
- 32" ya da daha büyük monitörler için en az 4K çözünürlük tercih etmelisiniz.
Yine de burada ana tercih size düşecek çünkü 27" boyutundaki bir monitörde Full HD çözünürlük de kullanabilirsiniz ancak burada optimal seviyeden bahsettiğimizi unutmayın.
Yine de çözünürlük bilgisayarınızın performansı ile de doğrudan orantılıdır.
4K çözünürlüğe sahip bir monitörden oyun oynamak istediğinizde, bunu 4K çözünürlükte yapmanız gerekir. Monitörün çözünürlüğünü Full HD ayarına düşürebilirsiniz ancak bu durumda görüntü görece bulanık hale gelecektir.
Bu durumda diğer faktörlerle birlikte bilgisayarınızın performansı da denkleme dahil edilmelidir. Temelde giriş segment bir bilgisayarınız varsa, 4K monitör tercihinde bulunmak, oyun performansı açısından doğru olmayabilir.
Panel Tipi
Bir panel tercihinde bulunurken karşınıza genellikle üç farklı seçenek çıkacaktır: TN, VA, IPS
Panel | Avantajları | Dezavantajları | Kime Göre? |
TN |
- Daha Ucuzdur - Yüksek Yenileme Hızları - Düşük Tepki Süreleri |
- Farklı Açılarda Renkler Kaybolur - Renk Üretimi Güçsüzdür - Renk Gamı Düşüktür |
- Rekabetçi Çevrim içi Oyun Oynayanlar - Daha Dar Bütçeye Sahip Olanlar |
IPS |
- Farklı Açılarda Renkler Korunur - Daha Doğru Renk Üretimini Mümkün Kılar - Daha İyi Siyah Reprodüksiyonu Vardır |
- Gecikme Süreleri Hala 'Nispeten Yüksek' - Fiyatları Daha Pahalı |
- Her Türden Oyuncular - Ofis ve İş Kullanımına Odaklananlar - Multimedya Kullanımını Önemseyenler - Bütçesi Daha Geniş Olanlar |
VA |
- Yüksek Kontrast Oranları - Görece Orta Seviye Fiyatlar - Başarılı Renk Gamı |
- Nispeten Yüksek Gecikme Süreleri - Gecikmeye Bağlı Ghosting Sorunları |
- Gündelik Kullanım - Ofis ve İş Kullanımına Odaklananlar - Multimedya Kullanımını Önemseyenler - Hikayeli / Tek Oyunculu Oyun Oynayanlar - Bütçesi Orta Seviyede Olanlar |
TN
TN ya da Bükümlü Nematik, en eski LCD panel türüdür. Bu paneller monitörlerde seri üretime giren ilk düz ekran panellerdi. Hacimli katot ışın tüplerinin geçmişte kalmasına yardımcı oldular ve bugün hala çok sayıda üretiliyorlar.
Bu panellerin en büyük dezavantajı, dikey eksende sınırlı görüş açısı sunmalarıdır. Bu panele sahip bir cihaza farklı açılardan baktığınızda renklerin tamamen tersine döndüğünü görürsünüz. Bu nedenle sadece dik bakışlar için uygundurlar.
Ayrıca renk üretimi de o kadar güçlü değil. Çoğu TN Panel 24 bit gerçek renk görüntüleme yeteneğinden yoksundur ve tonları doğru simüle edebilmek adına enterpolasyona güvenir. Sonuçta daha düşük renk doğruluğundan ve daha düşük kontrast oranlarından söz ediyoruz.
Renk gamı, yani bir monitörün görüntüleyebileceği renk aralığı, TN panellerin düştüğü bir başka alandır. Yalnızca üst düzey bazı TN paneller geniş gam olarak kabul edilir. Yani büyük bir kısmı sRGB spektrumunu görüntüleyemez. Bu da onları fotoğraf düzenleme, renk düzeltme gibi çeşitli uygulamaları kullanacak kişiler için uygunsuz kılıyor.
İyi ama, bu kadar olumsuzluktan bahsetmişken neden hala insanlar bu panelleri tercih ediyor?
Kısaca söylemek gerekirse ucuzlar. Üretim maliyetleri düşük ve bu nedenle en bütçe dostu monitörlerde yer alıyorlar. Renklerin doğruluğuna önem vermezseniz ya da mükemmel görüş açılarına ihtiyacınız yoksa TN panel sizin için uygun bir çalışma arkadaşı olabilir.
Ayrıca TN Paneller en düşük gecikme süresine sahiptir. Tipik olarak 1 ms kadar. Yine ayrıca 240 Hz'e kadar yüksek yenileme hızlarını da kaldırabiliyorlar. Bu da onları rekabetçi çok oyunculu oyunlar için mükemmel bir seçenek haline getirir.
IPS
IPS ya da Düzlem içi Geçiş, nispeten yeni bir teknolojidir. Açık bir şekilde konuşmak gerekirse IPS teknolojisi, TN panellerin sınırlamalarını iyileştirmek için geliştirildi: Zayıf Renk Üretimi ve Sınırlı Görüş Açıları
Sonuç olarak IPS'ler bu iki alanda TN'lerden çok daha iyidir.
Bu, IPS panellere aşırı uç açılardan baktığınızda dahi renk doğruluğunun korunacağı anlamına geliyor. Bu panelleri TN panellerde gördüğümüz soluk görünümü ortadan kaldırmaya yardımcı olan nispeten daha iyi siyah reprodüksiyonları ile de tanıyoruz.
Kısa bir süre öncesine kadar TN paneller diğer panellere göre daha düşük gecikme süresi sunuyordu ancak IPS, TN'i yakalamayı başardı.
Aradaki boşluğa karşın benzer özelliklere sahip bir IPS monitör almak, TN monitöre nazaran daha pahalıya mal olacaktır. Eğer bütçeniz kısıtlı ise 4 ms gecikme süresine sahip bir IPS panel tercih edebilirsiniz.
VA
VA ya da Dikey Hizalama, IPS ile TN arasında bir uzlaşmadır. Bu paneller en iyi kontrast oranlarını sunarlar ve bu nedenle televizyon üreticileri tarafından yoğun şekilde tercih edilirler. Eğer görüş açısına değinirsek VA'lar halen IPS kadar başarılı değil. Özellikle ekran parlaklığı, görüş açısına bağlı olarak çokça değişebilir.
VA panellerde yüksek yenileme hızları bulabilirsiniz ancak gecikme süresi TN'dekinin aksine çok da düşük değildir. Gecikme, fazla gölgelenmeye ve hatta bulanıklaşmaya neden olabileceği için rekabetçi çevrim içi oyunlar için pek de uygun değildirler.
TN'lere kıyasla çok daha iyi renk üretimi sunarlar ve tipik olarak en alt modellerde dahi sRGB spektrumuna ulaşırlar.
Tüm bu yönleri ile birlikte VA paneller gerçekten bir uzlaşmacı gibi gözükebilir. Genel kullanım adına idealdir ancak kontrast oranları dışında ya eşit özellikler sunarlar ya da daha altta yer alırlar. Ayrıca tek oyunculu ve sıradan deneyimlerden hoşlananlar için iyi bir seçim olabilirler.
Yenileme Hızı
Yenileme Hızı monitörünüzdeki görüntülerin ne kadar hızlı değişebileceğini belirleyen bir faktördür. Evet, teknolojinin derinlerinde yaşadığımız bu çağda dahi videolar süper hızlı değişen bir dizi hareketsiz görüntüden oluşur.
Bir ekrandaki görüntünün değişme hızı hertz (Hz) cinsinden ölçülür. Örneğin 120Hz yenileme hızına sahip bir monitör kullanıyorsanız, ekranınız saniyede 120 kez yenilenebilir.
Günümüzde satışa sunulan monitörlerin standardı 60Hz olsa da, biraz daha paraya kıyarak 75Hz, 90Hz, 120Hz, 144Hz, 165Hz, 240Hz ya da 300Hz gibi değerleri elde edebilirsiniz.
Örneğin bilgisayarınız CS:GO'da 200 FPS veriyorsa ancak monitörünüz 60Hz ise, 200'ün yalnızca 60'ını görüntüleyebilirsiniz. Bilgisayarınız CS:GO'da 100 FPS veriyorsa ancak monitörünüz 144Hz ise, 100 FPS görüntülemeye devam edersiniz.
Kısa bir şekilde söylemek gerekirse ekran yenileme hızı ne kadar yüksek olursa, ekran kartının bu görev için hazır olduğunu da varsayarsak, oyun deneyiminiz de o kadar sorunsuz işlenecektir. Ekran yenileme hızı artıkça geçişler daha hafif ve daha yumuşak olur.
Söz konusu şey yenileme hızı olduğunda, iki bağlı kavramı da dikkate almalısınız: Tepki Süresi ve Uyarlamalı Senkronizasyon Teknolojisi
Uyarlamalı Senkronizasyon Teknolojisi
Kısa bir örneklendirme adına 60Hz yenileme hızına sahip bir monitör kullandığınızı düşünelim:
- 60Hz, monitörünüzdeki görüntünün saniyede 60 defa yenilendiği anlamına gelir.
- 1 saniye = 1.000 ms olduğu için, 1.000 ms / (yenileme hızı) formülü ile görüntünün değişim süresini bulabiliriz.
- 1.000 ms / 60 = 16,6 ms olduğuna göre, bu monitör her 16,6 ms'de bir görüntüyü değiştiriyordur.
Şimdi, bu monitöre bağlı bilgisayarınızla Cyberpunk 2077 oynamaya başladığınızı ve ortalama 40 FPS aldığınızı düşünelim:
- 40 FPS, oyunun saniyedeki görüntü sayısının 40 olduğu anlamına gelir.
- Aynı formüle göre bu oyunun görüntüsü, her 25 ms'de bir yenileniyordur.
- Üstelik FPS sahneye ve optimizasyona bağlı olarak değişebildiği için, genellikle sabit durmaz.
Bir diğer örnek için de monitör aynı iken Cyberpunk 2077'de 125 FPS aldığınızı varsayalım:
- 125 FPS, oyunun saniyedeki görüntü sayısının 125 olduğu anlamına gelir.
- Aynı formüle göre bu oyunun görüntüsü, her 8 ms'de bir yenileniyordur.
- Üstelik FPS sahneye ve optimizasyona bağlı olarak değişebildiği için, genellikle sabit durmaz.
Peki ama oyunun saniyedeki görüntü sayısı monitörün saniyedeki yenileme hızından fazla ya da düşük ise, görüntünün stabilizasyonu nasıl sağlanır?
FPS, Hz'den Düşük
60Hz monitörümüzle 40 FPS aldığımız Cyberpunk'ı oynuyoruz.
Ekran 16,6 ms'de bir yenilenirken, oyunun frametime'ı 25 ms.
Bu durumda monitör oyunun görüntüsünü tam olarak işleyemeden bir sonraki görüntüye geçmek zorunda kalıyor. Bu durum, stuttering (kekeleme) olarak adlandırılıyor.
FPS, Hz'den Yüksek
60Hz monitörümüzle 125 FPS aldığımız Cyberpunk'ı oynuyoruz.
Ekran 16,6 ms'de bir yenilenirken, oyunun frametime'ı 8 ms.
Bu durumda monitör daha ilk frame'i görüntülemeyi bitirmeden, bir sonraki frame'e geçmek zorunda kalacak. Çünkü görüntülemeye başladığı görüntü çoktan silindi ve yeni görüntüyü yazması gerekiyor.
Monitörlerdeki görüntü yukarıdan aşağıya doğru yenilendiği için, ekranın üst tarafındaki görüntü yeni frame'e aitken, ekranın alt tarafındaki görüntü eski frame'e ait olacak.
Bu durum ise tearing (yırtılma) olarak adlandırılıyor.
V-Sync
Oyunlar, bu iki senaryonun da önüne geçmek için V-Sync olarak adlandırılan bir teknolojiden faydalanır.
V-Sync, FPS Hz'den yüksek ise ikili ya da üçlü arabellekleme sayesinde görüntüleri bellekte sıraya sokar ve görüntüler monitörün frametime'ına denk gelecek şekilde uyarlanır. Bu durum yırtılmayı önlerken, input lag seviyesini artırır.
V-Sync, FPS Hz'den düşük ise ekran kartınız aracılığı ile monitörünüzün frametime'ını iki ile çarpar. Bu sayede monitör, bizim örneğimizdeki değerler ile, 16,6 ms'de bir görüntü aktarmak yerine 33,2 ms'de bir görüntü aktarır. Bu durum kekemeliği önlerken, akıcılığı düşürür.
FreeSync ve G-Sync
AMD tarafında FreeSync ve Nvidia tarafında G-Sync monitör satın alırken karşınıza çıkabilecek iki terim ve hem bu iki sorunu, hem de bu sorunları çözerken ortaya çıkan dezavantajları ortadan kaldırmayı hedefliyorlar. Her iki teknolojinin de amacı daha pürüzsüz bir görüntü sağlayabilmek adına monitörün ve ekran kartının yenileme hızlarını eşitlemektir.
Satın almak istediğiniz monitör bunlardan hiçbirisine, birisine ya da ikisine birden sahip olabilir. Buna karşın bu teknolojilerden faydalanabilmek için uyumlu bir ekran kartına da sahip olmanız gerekir. Uyumlu bir Nvidia ekran kartınız varsa G-Sync, uyumlu bir AMD ekran kartınız varsa FreeSync teknolojisine sahip bir monitör almak isteyebilirsiniz.
Tepki Süresi
Tepki Süresi, monitörünüzün bir renkten bir başkasına geçmek için ihtiyaç duyduğu süreyi temsil eder ve ms ile ölçülür. Bu renkler siyahtan beyaza ya da griden griye olarak kabul edilir.
Evet, tepki süresinin düşük olanı makbul ancak her zaman para gerektiren bir şey olmadığını söylemek isterim. Tepki Süresi ve Yenileme Hızı çoğunlukla bağlı kavramlar olduğu için, seçimler sırasında birlikte değerlendirmeniz gerekir.
Yukarıdaki örneklerimizde 60 Hz yenileme hızına sahip bir monitörün 16,6 ms'de bir yenilendiğini söylemiştim. Şimdi, farklı senaryolar için bu sürelere daha ayrıntılı bakalım.
- 60 Hz = Saniyede 60 Kez = 16,6 ms'de bir
- 75 Hz = Saniyede 75 Kez = 13,3 ms'de bir
- 120 Hz = Saniyede 120 Kez = 8,33 ms'de bir
- 144 Hz = Saniyede 144 Kez = 6,94 ms'de bir
- 240 Hz = Saniyede 240 Kez = 4,16 ms'de bir
60Hz yenileme hızına sahip bir monitör her 16,6 ms'de bir görüntüyü yenilediği için, tepki süresinin 16,6 ms'den düşük olmasını isteriz. Bu bakımdan tepki süresi ne kadar düşük ise, statik ve kararlı görüntünün sağlandığı süre o kadar uzun olacaktır.
Örneğin bu monitörün 8 ms tepki süresi varsa 8 ms boyunca renk geçişleri yapılırken, kalan 8,6 ms statik ve kararlı görüntü sağlanacaktır. Eğer bu monitörün tepki süresi 4 ms ise 4 ms boyunca renk geçişleri yapılır ve statik görüntü süresi 12,6 ms olur. Bu, daha doğru bir görüntü anlamına gelir.
Benzer şekilde 144Hz yenileme hızına sahip bir monitör her 6,94 ms'de bir görüntüyü yenilediği için, tepki süresinin 6,94 ms'den düşük olmasını isteriz.
Örneğin bu monitörün 5 ms tepki süresi varsa 5 ms boyunca renk geçişleri yapılırken, kalan 1,94 ms statik ve kararlı görüntü sağlanacaktır. Eğer bu monitörün tepki süresi 4 ms ise 4 ms boyunca renk geçişleri yapılır ve statik görüntü süresi 2,94 ms olur.
Temel olarak tepki süresinin monitörün yenileme süresinden uzun olması çok nadir karşılaşabileceğiniz bir senaryo ancak bu olursa, görüntüler biraz bulanık gözükecektir.
Yani burada sayı oyunlarına ve pazarlama kampanyalarına dalmanıza gerek yok! 60Hz bir monitörde 8 ms hiç de fena değildir ve 5 ms için yüzlerce lira daha ödemeniz gerekmez.
Ah evet, gelelim pazarlama kampanyalarına.
Şu sıralar 1 ms gibi düşük tepki süresi sunan monitörleri sıkça görebilirsiniz. OverDrive olarak adlandırılan bu teknik, daha hızlı yanıt süreleri elde edebilmek umudu ile piksellere daha yüksek voltaj sağlama işlemidir ve monitörün hız aşırtması olarak da tanımlanabilir.
Peki öyleyse herkes extreme modları kullansın?
Eh, tepki süresi yani hız denklemin sadece bir kısmıdır. Kalan kısım, bu renklerin doğruluğu ile ilgilidir. OverDrive, bu yüksek hızları elde edebilmek için statik görüntü süresinin, yani kararlı görüntü süresinin düşmesine neden olur.
Bu, bazen ters gölgelenme adı verilen bir soruna bile neden olabilir. Bu nedenle OverDrive modları genellikle hız ve doğruluk dengesini sağlayacak şekilde tasarlanır.
Yani 1 ms monitörler kötü mü?
Aslında evet ve hayır.
Teorik olarak renk doğruluğu sorunu yaşamayan 1 ms tepki süresine sahip bir monitör, çok temiz bir görüntü sağlayacaktır. 144Hz'de görüntü 6,94 ms'de bir değiştiği için, kalan 5,94 ms statik görüntü için yeterli bir süredir.
Mesele şu ki bu teorideki mükemmel 1 ms tepki süresine sahip monitörler şu an için mevcut değil. Bunu yapmayı başaranlar ise, düşük renk doğruluğu sorununa neden olur.
Pek çok insanın isteyeceği bir takas değil.
O nedenle bu şekilde pazarlanan pek çok monitörün tepki süresi aslında 3 ila 5 ms arasındadır.
Renk Profili, Renk Alanı ve Renk Sayısı
Renk Alanı ya da Renk Profili, bir monitörün görüntüleyebileceği potansiyel renk aralığını temsil eder.
Esasen sonsuz sayıda renk olsa da, monitörünüz bunların hepsini ayırt edemez. Bunun yerine RGB renk modelini kullanırlar. RGB tek renk alanı değildir ancak dijital taraftaki en yaygın seçenektir.
RGB ile 16,7 milyon renk görüntüleyebilirsiniz.
Peki ama hangi 16,7 milyon renk?
sRGB
sRGB, karşılaştığınız görüntülerin %99'unun kullanıldığı renk profilidir. Çoğu monitör, bu profilin önemli bir kısmını gösterecek şekilde tasarlanır. Monitörünüzün teknik ayrıntılarında %100 sRGB yazıyorsa, monitörünüz bu profildeki renklerin tamamını doğru bir şekilde gösterebilir demektir. %98 sRGB gibi ifadeler ise, bu profildeki renklerin %98'inin doğru şekilde gösterilebildiği anlamına gelir.
DCI-P3
DCI-P3, film endüstrisi tarafından onlarca yıldır kullanılıyor ve son zamanlarda tüketici ürünlerinde de yer almaya başladı. Temelde sRGB'den daha geniş bir renk gamına sahiptir. 4K HDR TV modellerinde de sıklıkla tercih edilir.
Adobe RGB
Adobe RGB, sRGB'den daha geniş renk gamına sahip olmakla birlikte fotoğrafçılar ve kameramanlar tarafından tercih edilir. Bu renk profilinin büyük bir kısmını büyük bir doğrulukla görüntülemek isterseniz, yüksek harcamalar yapmanız gerekir.
Kötü şey şu ki, söz konusu şey renk aralıkları olduğunda bilmek istediğinizden çok daha geniş bir alana giriş yapmış olacaksınız. Genel bir kural olarak her bir renk alanının yüzdesi ne kadar yüksekse, monitörün o denli iyi bir renk reprodüksiyonuna sahip olduğunu bilmeniz yeterli olacaktır.
Ayrıca bu alanda karşılaşmanızın mümkün olduğu bir diğer teknik detay da 8-bit ve 10-bit olacaktır.
Günümüzde çoğu monitör 8-bit panel kullanıyor ve bu, 16,7 milyon renge eşittir. 10-bit ise 1,07 milyar renge eşittir ancak sahip olmak için daha iyi bir bütçe gerektirir. Bir seçim mi yapmanız gerekiyor? Diğer her şey eşit kaldığında, bütçenizi de zorlamıyorsa, 10-bit daha iyi bir tercihtir.
HDR
HDR genellikle üst segmentte yer alan bir özellik olmakla birlikte karanlık görüntülerin daha karanlık, parlak görüntülerin daha parlak olmasını sağlar. Bu sayede renkler daha belirgin hale gelir ve görüntü kalitesi iyileşir.
Bunu çoğunlukla 4K UHD monitörlerde bulacaksınız ancak daha düşük çözünürlüğe sahip bazı modellerde de görmeniz mümkün. HDR ekran, daha geniş bir renk yelpazesine imkan sunar. Sonuç olarak renkler daha canlı görünür ve daha çarpıcı bir görsel deneyim sunulur.
Öte taraftan HDR, üst segmente hitap eden bir özelliktir ve onu istiyorsanız yüksek bedeller ödemeniz gerekebilir. O nedenle isteyip istemediğinizi bir daha düşünün.
İşte bu kadar! Artık monitörlerin o karmaşık gibi gözüken terminolojisine dair bazı fikirlerinizin olduğunu varsayıyoruz. Peki siz hazırladığımız bu rehber hakkında ne düşünüyorsunuz? Konu hakkındaki görüşlerinizi hemen aşağıda yer alan yorumlar sekmesinden bizlerle paylaşmayı unutmayın.