Minecraft Şiddet İçeren Bir Oyun Mudur? Hayır!

Minecraft'la ilgili son günlerde çıkan haberlerin gerçek dışı olduğuna dair bir değerlendirme.

Gökhan Abay -

Ulusal basın ve ulusal yayın kanalları, oyuncu kitlesinin talepleri doğrultusunda hiçbir içeriğe yer vermiyor. Oyunlardan anlamadıkları gerçeğini bir kenara bırakırsak, bazıları oyunlara sadece ilke olarak karşı duruyor. Klasik ebeveyn bakış açısı içinde yaklaşıyorlar olaya. En azından büyük bir kısımdan sıkça duyduğumuz,  ‘Oyun mu? Uzak durun!’ şeklinde. Fakat bu sefer sert kayaya çarptılar. Minecraft gibi bir oyuna ‘şiddet’ içeriyor dediler. Sesimin çıktığı kadar bağırmak istiyorum: Hayır, içermiyor!

İzin verin anlatayım. Okuduğum bölümden, ilgili duyduğum alandan ve bana danışmanlık yapan akademisyenlerden öğrendiklerimi, oyun sektörü ve Türkiye’de bu sektöre bakış açısını bu blogda tartışacağım.

Türkiye’de tüm olası okur gruplarını kapsayan bir yayın anlayışı var. Herhangi bir medya kuruluşunda siyasetten tutun da magazine varana kadar kalitesi tartışılır birçok içeriği görmek mümkün. Genel okuyucu kitlesi ise oyunlara ilgi duymuyor. Bu yüzden gazetelerde ancak bir oyun sansasyonel biçimde başarı sağladığında, Assassin’s Creed tipli bir sapık diye benzetme yapıldığında ya da 100 saat oyun oynadı öldü türünde haberlere yer veriyorlar. İyi ya da kötüye dair klişeler üzerine kurulu bir saçmalıklar silsilesinden bahsediyorum. Oyunları günlük olarak takip eden geniş bir kitle olmadığından, olaya yüzeysel yaklaşmakla yetiniyorlar. Hitap ettikleri insanların dünya görüşü ile ters düştüğünden midir bilinmez, oyunlara öcü gözüyle bakmaktan vazgeçmiyorlar. Böyle giderse de vazgeçmeyecekler.

Medyanın nasıl devletin ideolojik aygıtı olduğuna, oyunlara karşı duruşu üzerinden ayrıntılı olarak değinmeyeceğim. Bu konuda yeni medyayı işlevsel kullanan herkes gerçeğin ne olduğunu rahatlıkla görebilir. Bilinçli diyebileceğimiz okur kitlesi de son günlerde çıkan haberlere gülüp geçmiştir. Minecraft’la ilgili bilinmesi gerekenlerden bahsetmeden önce, insanlık tarihi kadar eski olan oyun kültürü hakkında  araştırma yapan Hollandalı filozof ve tarih profesörü Huizinga’nın şu sözlerine kulak vermekte fayda var:

‘Oyun bilgelik ile aptallık arasındaki bağlantısızlığın dışında yer aldığı kadar, doğru ile yanlış arasındaki zıtlıktan da uzaktır. Aynı şekilde, iyi ile kötü arasındaki zıtlığın da uzağındadır. Bizatihi oyun bir zihin faaliyeti meydana getirse de, ahlaki işlev taşımaz, yani ne erdem ne de günah içerir. Oyun düzen yaratır, oyun düzenin ta kendisidir. Dünyanın kusurluluğu ve hayatın karışıklığı içinde geçici ve sınırlı bir mükemmellik yaratır.‘

Geçtiğimiz günlerde Minecraft’a bakanlık inceleme başlattı haberini sizlerle paylaşmıştık. Söz konusu haberde Minecraft için bir gazeteci Aile ve Sosyal Politikalar Bakanına, 'Minecraft adında bir oyun var. Bu oyunda karısını öldüren oyuncuya puan veriliyor. Bu tür şiddet içeren bilgisayar oyunlarıyla ilgili bir çalışmanız var mı?' sorusunu yöneltiyor. Bakan da ‘Bizzat ilgileneceğim’ diyor ve inceleme talimatı veriyor.

Gazetenin bunu manşet yapması tam anlamıyla bir skandal, soruyu yönelten gazetecinin ‘şiddet içeren oyun’ tanımlaması ise meslek etiğiyle uyuşmuyor. İddiasının arkası dolu değil, yani gerçekle çatışan bir durum söz konusu. Oyunu bilmeden bu tür söylemlerde bulunmak size kısa vadeli gündem yaratma imkanı vermiş olabilir ama insanları yanlış bilgilendirmenin sorumluluğu ağırdır. Hele ki Minecraft gibi eğitici bir oyun hakkında yapılan mantık dışı ithamlardan sonra açık ve net bir biçimde doğruları konuşmamak elde değil.

Minecraft, açık dünya kategorisinde değerlendirilen sanal bir lego oyunu olarak son zamanlarda oyuncular tarafından sıkça tercih ediliyor. Oyunun amacı hayal dünyanızda kurduğunuz evreni oyun içinde yaratmaya çalışmak. Belli bir ücret ödeyerek satın aldıktan sonra oyuna dahil oluyor ve serbestçe hareket edebiliyorsunuz.

Huizinga’nın az önce paylaştığım sözlerinden hareketle, ‘dünyanın kusurluluğu ve hayatın karışıklığı içinde geçici ve sınırlı bir mükemmellik’ tanımını fazlasıyla hakeden Minecraft hakkında, dünya genelinde yüzlerce çalışma bulunuyor. Bu çalışmaların neredeyse tamamı oyunun çocuklar üzerindeki olumlu etkisini ön plana çıkarıyor. Bağımlı ve bağımsız araştırmacıların yaptığı deneyler Minecraft’ın yaratıcılığı artırdığını da pek çok kez kanıtladı.

Bunu somut örneklerle pekiştirelim:

1- Ebeveynler için video oyunları rehberi hazırlayan bağımsız bir internet sitesi, yaptığı incelemelerde Minecraft’ın çocuklar için güvenli olduğunu (9.5/10), yaratıcılığı artırdığını ve şiddet seviyesinin çok düşük seviyelerde olduğunu söylüyor. Şiddet öğesi olarak oyunda sadece zombi ve skeletonlardan korunmak için yapılması gereken saldırılar bulunuyor. Oyuncular onlara saldırabilmek için de çeşitli silahları kendileri yapmak zorundalar. Ayrıca bu Hayatta Kalma (Survival) modu için geçerli.

2- Minecraft’ın yaratıcılığı artırdığına dair önemli göstergelerden biri de Nortfield Community School tarafından yapılan bir çalışma. Bu çalışma kapsamında çocuklar Hayatta Kalma ve Yaratıcılık modu üzerinde öğretmen kontrolünde oyun oynuyorlar ve üretkenliklerini konuşturuyorlar. Teknoloji bölümünde çocukların yaptığı çalışmaları gözlemleyen Kevin Jarrett yaptığı açıklamada, ‘Çocukların hayalini kurdukları şeyleri oluştururken neler yapabileceklerini görmek için sabırsızlanıyorum.’ dedi. Görsellerde çocukların daha şimdiden neler yapabildiğine bakabilirsiniz.

3- MinecraftEdu adında bir oluşum var. 44’ün üzerinde ülkede 3000’in üzerinde öğretmenin desteğiyle çocuklar için çalışıyorlar. Öğretmenler, okullar, kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve akademik araştırmacılar, dünya çapında öğrenme ve sosyal etkilerini görmek için oyunun gücünü benimsemişler. Destek verenler arasında Google, Game&Impact, BrainPOP ve Institute of Play gibi önemli kuruluşlar bulunuyor.

Minecraft Şiddet İçeriyor Mu?

Hayır. Bu konuda cevabı net bir şekilde verebiliriz. Uzmanlar araştırma yapmak isterlerse oyunu inceleyip, sosyal sorumluluk projeleri geliştirebilirler. Minecraft bu konuda geliştirilmeye gayet açık özelliklere sahip. Bu noktada oyun medyasının önemli isimlerinden Sinan Akkol’un açıklamasına burada yer vermek istiyorum:

‘ Oyunda küplerle bir dünya inşa ediyorsunuz. Dağlarıyla, ağaçlarıyla, yapılarıyla Danimarka’yı inşa eden bile var. Çocuklar için yararlı buluyorum. Çünkü yaratıcılıkları artıyor. Oyunda kadınların öldürüldüğüne dair bir bölüme rastlamadım. Ancak suistimale açık bir platform. Kullanıcılar, oyunu kendi imkânları ile geliştirebiliyor. Arkadaşların, hayvanların veya kadınların öldürüldüğü bölümler de kurulabilir. Kötüler, her yerde kötüdür. Twitter’daki paylaşımlar için nasıl Twitter’ı yargılayamazsanız, kişilerin kurduğu şiddet içeren bölümler için de Minecraft’ı yargılayamazsınız. ’

Minecraft'ta kadın ölümlerine dair bir şey yok, varsa da ben görmedim. Kadın ölümleri üzerine saçma bir gündem yaratacaksanız günah keçisi olarak Minecraft'ı seçmeniz amacınızı az çok belli ediyor.  Oyunlara bu şekilde saldırı gerçekleştirilmesini doğru bulmuyorum. Gazetecilik anlayışıyla da örtüşmediğini düşünüyorum. 

Yapılan inceleme sonucunda çocuklara Minecraft eğitimi verilmesi gerektiğine karar verilmeli, yasaklanmasına değil. İnsanların oyun ve oyun kültürü hakkında daha iyi araştırma yapması dileğiyle...

Benzer İçerikler

YORUMLAR