İyilerin dostu, kötülerin düşmanı ve okuyucularının göz bebeği bir Tam İndir editörü olarak sizler için günümüzün en güzel Macbookları olan TouchBar özellikli Macbook Pro 2017 Ortası ve Macbook Air 13 inç 2017 modelini inceledim. İncelemekle kalmadım uzun süre kullandım ve kullanıcı deneyimi konusunda emin olmak istedim.
Öncelikle belirtmek isterim ki kesinlikle kasıtlı bir övme ya da yerme söz konusu değildir. Tüm objektifliğimle yaşadıklarımı sizlere aktaracağım. Haydi başlayalım!
Teknik Özellik:
İlk olarak kullandığım iki Macbook'un da teknik özelliklerini sizlere anlatmakla başlamam gerektiğini düşünüyorum. Böylece karşılaştırma yapılması daha kolay olacaktır.
Macbook Pro (13 inç, 2017 Ortası, TouchBar): 8 GB 2133 MHz LPDDR3 RAM, Intel Core i5 3.1 GHz çift çekirdekli işlemci, Intel Iris Plus Graphics 650, 256 GB SSD ve TouchBar
Macbook Air (13 inç, 2017): 8 GB 1600 MHz LPDDR3 RAM, Intel Core i5 1.8 GHz çift çekirdekli işlemci, Intel HD Graphics 6000, 256 GB SSD
Tasarım:
Macbook Pro'nun gerek rengi gerek göze değişik gelen tasarımı bana göre çok net olarak önde. Ancak her zaman alışılmış Macbook renginin dışında olması ve kapağındaki elmanın yanmaması sizlere ilk etapta garip gelebilir, "Bu nasıl Macbook ya?" sorusunu kendinize sorabilirsiniz.
Macbook Air'de ise her şey klasik ve alışageldiğimiz şekilde, değişen bir şey yok. Hem kapaktaki yanan elma hem de tasarım her zamankiyle aynı.
Performans:
Şunu belirtmek isterim ki; eğer bilgisayardan çok beklentisi olmayan, günlük işlerimde beni yarı yolda bırakmasın, ufak tefek de olsa kasma yaşatmasın diyen biriyseniz ikisi de işlerinizde size yardımcı olacaktır. İnternette gezinme, dizi/film izleme gibi gündelik rutinlerde üzülmeyeceğinizin garantisini verebilirim. Ancak olay oyun oynama, video düzenleme gibi klasik kullanıcıların yaptıklarının dışındaki şeylere yönelirse performans farkı gözle görülür derecede oluyor. Örneğin aynı videoyu iki farklı bilgisayarda sıkıştırdığımda işlem süresinde yarıdan fazla bir azalma oldu. Kazanan tabi ki Macbook Pro idi.
Batarya:
Şimdi ise gelelim bizi yarı yolda bırakmaması gereken en önemli şeye. Ben bilgisayarımı batarya dışında kullanmayı çok sevmiyorum. O yüzden iki bilgisayar da genelde şarj aletlerine bağlı olarak güçlerini gösterdiler. Gün içinde sürekli prize bağlı kullanma şansımın olmadığı zamanlarda az çok gözlem yapma fırsatı elbette buldum. Gözlemlerime çok aşırı bir fark yoktu. Safari'de internette takılayım, Pages'ta yazmam gereken yazıları yazayım, biraz da müzik dinleyeyim dediğiniz bir günü çok rahat çıkarabiliyor iki bilgisayar da. Hatta ikisini de 1.5 günden fazla şarj etmediğimi hatırlıyorum.
Ekran:
Macbook Pro 2017 Ortası, önceki Macbook Prolara göre geliştirilmiş, bir üst seviye ekrana sahip ve ekran kalitesini anlatmak sanırım kelimelerle mümkün değil. Ancak Macbook Air'a gelince maalesef aynı mükemmellikte bir ekran bizleri karşılamıyor. Macbook Air hemen hemen her bilgisayarda görüp görebileceğimiz bir ekrana sahip. Ekranı iyi olan bir bilgisayardan Macbook Air'a geçecekseniz ekran konusunda alışma süreniz 1-2 günü bulabilir.
TouchBar:
Çevremdeki insanların çoğunun dikkatini ilk olarak klavyenin üzerindeki küçük dokunmatik panel, yani TouchBar çekti. Ancak biz gelelim kullanılabilirliğine. "Çok mu gerekli?" yorumları aldım bazı kişilerden. Bence çok gerekli değil, olmazsa olmaz gibi bir durumu kesinlikle yok. Daha önce böyle bir bilgisayarı kullanmadıysanız ilk günlerde TouchBar'ı kullanma hevesiniz son derece yüksek oluyor ve en fazla 3 gün içinde eliniz istemsizce TouchBar'a gitmeye başlıyor, alışıyorsunuz. TouchBar üzerindeki TouchID (parmak izi okuyucu) ise benim bilgisayarda en sevdiğim kısımdı. Bilgisayarın kapağını kaldırdığınızda şifre girmenizi istiyor ve şifreniz uzunsa bazen şifre girmek eziyet olabiliyor. Bu durumlarda TouchID'nin varlığına seviniyorsunuz. İnternette dolaşan bazı haberlere göre bu parmak izi okuyucu iPhone 6S'te kullanılan 2. nesil TouchID teknolojisine sahip.
Macbook Air'da ise böyle bir şey yok. Yukarıda da belirttiğim gibi eksikliğini çok hissetmedim.
Giriş Çıkışlar:
Kesinlikle en büyük sorun. Macbook Pro 2017 Ortası'nda sadece USB Type-C bağlantı noktaları bulunuyor. Eğer elinizde Type-C girişli bir aksesuar yoksa bilgisayardaki bu girişleri kullanabilmek için ekstra bir ücret ödeyip dönüştürücü almanız gerekiyor. Yani HDMI kablomu takayım televizyona film izleyeyim, harici diskimdeki dosyalara erişeyim gibi bir düşünceniz varsa çantanızın bir gözünde bunları yapabilmek için farklı adaptörler taşımak zorundasınız. HDMI, SD kart okuyucu, USB girişi gibi her girişi üzerinde bulunduran çok şık adaptörler de piyasada mevcut ancak fiyatları 450-800 lira aralığında değişiyor. Telefonum da Type-C girişine sahip olduğu için elimde OTG olarak kullandığım bir dönüştürücü vardı. Aynı dönüştürücüyü Macbook'ta kullanmayı denedim ama başarısız oldum, taktığım harici diski Macbook okumadı. Bu da demek oluyor ki iPhone'larda da karşılaştığımız lisanslı aksesuar durumu Macbook Prolar için de geçerli.
Macbook Air'da ise böyle bir sorun yok. 2 adet USB 3.0 girişi, SD kart okuyucu ve bir adet de Thunderbolt 2 girişi mevcut. Bu durumda almanız gereken tek dönüştürücü HDMI için oluyor. Bir sürü dönüştürücü yerine tek dönüştürücüyü taşımanız yetiyor.
Özet:
Kullandığım Macbook Pro 10300 liralık bir bilgisayardı ve kişisel görüşüme göre çok pahalıydı. Macbook Air ise 5500 lira civarında piyasada çok rahatlıkla bulunabiliyor. Eğer sürekli video düzenlemem gerek, grafik tasarım işleriyle fazla ilgiliyim, en yeni, en iyi teknoloji bende olsun diyorsanız ve 10 bin lira bandında bir para sizin için çok sorun olmayacaksa tercihiniz kesinlikle Macbook Pro olmalı. Ancak ben bilgisayara o kadar para veremem, Apple olsun benim olsun, günlük işimi gücümü halledeyim diyorsanız Macbook Air sizin için biçilmiş kaftan olacaktır.
YORUMLAR