Kablosuz Ağlar Hakkında Yanılgıya Düştüğümüz 10 Şey
Kablosuz ağlarla ilgili hurafeleri bir araya topladık
Kablosuz internet çağımızın en büyük nimetlerinden biri ve günlük hayatımızı inanılmaz derecede kolaylaştırabilmekte. Evimizde veya iş yerimizde kablosuz internet kullanabilmek için farklı marka ve modellerde kablosuz internet dağıtıcıları (router ya da kablosuz modem) kullanarak kendi kablosuz ağlarımızı oluşturuyoruz ya da halka açık Wi-Fi ağlarına katılarak kablosuz internetten faydalanabiliyoruz. Bu kadar yaygın olarak kullanılan kablosuz ağlarla ilgili çeşitli efsanelerin ve içi boş olan iddiaların türetilmesi de gayet doğal bir durum. Yaşanan kablosuz internet problemleri bu asılsız iddialara dayanan yöntemlerle çözülmeye çalışılırken çoğu zaman sonuç alınamıyor ve problemin kaynağına inecek yollardan sapılıyor.
Bu yazımızda kablosuz ağlarla ilgili asılsız iddiaları listeleyerek kulak asmamanız gereken bilgileri sıralayacağız. Bu sayede kablosuz internet problemlerinizin çözümünde yanlış bilgilerle işleri daha da kötü hale getirme derdinden kurtulabileceksiniz. Dilerseniz kablosuz ağlarla ilgili yaygın olarak karşılaşacağınız bu asılsız bilgilerin neler olduklarına kısaca göz atalım:
Daha Çok Anten Daha Hızlı İnternet Demektir
Teknoloji mağazalarında gördüğünüz şatafatlı tasarımlara sahip kablosuz dağıtıcıların ve modemlerin üzerlerindeki antenler insanda ister istemez bu cihazların süper hızlı internet deneyimi yaşatacağı izlenimi bırakıyor.
Bir dağıtıcının çok antene sahip olması sadece belli durumlarda kablosuz ağınızdan maksimum verim almanızı sağlayacaktır. Kablosuz dağıtıcınızdan paylaşacağınız internet bağlantısı ancak internet servis sağlayacağınızın vereceği hız limiti dahilinde kalacaktır. Yani mevcut kablosuz internet bağlantınızın hızı servis sağlayaıcınızın verdiği limitlere yakınsa büyük bir artış beklemek anlamsız olacaktır.
Eğer kablosuz ağınızı kurduğunuz ev veya iş yerinde dağıtıcınız çevresel şartlardan (duvar sayısı, sinyal etkileyici faktörler, çevredeki kablosuz ağ sayısı vs.) etkilenmiyorsa ya da çok az etkileniyorsa yüksek anten sayısına sahip kablosuz dağıtıcınızın hemen hemen hiç bir büyüsü olmayacaktır.
Bazı kablosuz dağıtıcılarda dışarıdan görünen bir anten olmaması da sizi yanıltabilecek bir başka faktör. Çoğu kablosuz dağıtıcı tıpkı cep telefonlarında olduğu gibi dahili antenler kullanmaktalar ve sinyal iletimi konusunda da oldukça başarılılar. Eğer kaliteli bir modem veya dağıtıcı kullanıyorsanız anten sayısı konusunda pek de endişelenmenize gerek kalmıyor. Antenlerin sayısından çok antenllerin kalitesi ve işlevine dikkat etmenizi tavsiye ederiz.
Yüksek anten sayısına sahip dağıtıcı veya modemlerin elbet ki işinize yaramayacağını söyleyemeyiz; fakat sadece dağıtıcıyı konumlandıracağınız yerin elverişsiz şartlara sahip olması durumda böyle bir durum söz konusu olabilir. Dağıtıcılara çok anten eklenilmesinin sebebi kablosuz sinyallerinizin bu sinyalleri etkileyen faktörleri daha kolay aşmasını sağlamak. Eğer ortada bu ür faktörler yoksa bu antenlerin size sunabileceği herhangi bir avantaj da kalmıyor. Ama çok duvar sayısına sahip, etrafta çok kablosuz sinyalin olduğu yerde dağıtıcınızı kullanmayı düşünüyorsanız bu antenlerin faydasını görebilirsiniz.
İnternet Servis Sağlayıcım Söz Verdiği İnternet Hızını Sunmuyor
İnternet bağlantınızı seçerken servis sağlayıcıların size sunduğu hızlara dikkat ederek tercih yapmaktasınız. Bir tüketici olarak en doğal hakkınız da servis sağlayıcının size parasını ödediğiniz hizmeti sunup sunmadığını denetlemek.
İnternetten dosya indirme hızımız düştüğünde ilk olarak aklımıza servis sağlayıcımızın teknik destek bölümünü aramak geliyor. Fakat problemin nereden kaynaklandığını doğru bir şekilde tespit etmemiz bizi servis sağlayıcıdan destek isteme derdinden kurtarabilir. Her zaman problemin kaynağı servis sağlayıcımız olmayabiliyor.
İnternet üzerindeki dosya indirme hızımız ya da videoların açılma ve oynatma hızı sadece internet servis sağlayıcımızla alakalı bir durum değil. Hangi sunucudan dosya indirdiğimiz oldukça önemli bir faktör. Bir internet sitesinden yavaş bir şekilde dosya indirirken diğer bir internet sitesinden internet bağlantımızdan tam verim alarak maksimum hızda dosya indirebilmemiz mümkün. Bu nedenle dosya indirme testlerini mümkün olduğu kadar farklı siteler üzerinde uygulamanızı, mümkünse yerli ve yabancı sunuculardan dosya indirerek ya da video izleyerek sonuçları karşılaştırmanızı tavsiye ediyoruz.
İnternet hızınızın düşük olmasının bir diğer nedeni de kablosuz ağınızdaki dış etkiler olabiliyor. Eğer kablosuz sinyaliniz size sağlıksız bir şekilde ulaşıyorsa bu durum indirme hızınızı düşürebilmekte. Bu nedenle internet hızınızdaki düşüşün nedenini ilk olarak kablolu bir şekilde internete bağlanarak ve kablosuz ağınızı etkileyecek faktörleri devre dışı bırakarak araştırmanızı tavsiye ediyoruz. Bu iş için Speedtest servisinden yararlanabilirsiniz:
Kablosuz Ağlar Güvenlik Açısından Yetersiz
Kablosuz ağların kablolu ağlara göre çok daha kolay hacklenebildiği ve güvenliğiniz açısından tehlikeli olduklarına dair çeşitli iddialar mevcut. Bu iddialar kısmen doğru olsa da eğer denetim sizin elinizdeyse günlük kullanımda Wi-Fi ağınız kablolu internet bağlantınız kadar güvenli olacaktır.
Halka açık şifresiz Wi-Fi ağlarında denetim sizin elinizde olmayacağı için bu ağlar üzerinde yaptığınız veri alışverişleri takip edilebilir ve kişisel bilgileriniz ele geçirilebilir. Bu nedenle bu tür ağlarda herhangi bir güvenlik garantisi bulunmamakta.
Evimizde veya iş yerimizde kullandığımız internet bağlantılarında ise kuralları biz koyarsak ağımızı güvenli bir şekilde kullanabiliriz. Bir kablosuz ağ kullanırken ilk dikkat etmemiz gereken şey modemimizin veya dağıtıcımızın varsayılan yönetim (admin) paneli şifresini ve kullanıcı adını değiştirmek olmalı. Bunun sebebi modem markanızı ve modelinizi ele veren bir kablosuz ağ adına sahipseniz internet üzerinden modem veya dağıtıcınızın varsayılan yönetim paneli şifresine ve kullanıcı adına erişilebilir ve admin panelinize giriş yapılarak kablosuz ağ şifreniz değiştirilebilir. Üstelik bu iş için hacker olmaya da gerek yok.
Kablosuz ağ güvenliğinin altın kuralı ise 12345 şeklindeki basit ve tahmin edilebilir kablosuz ağ şifrelerini kullanmamak. AES şifrelemesine sahip WPA2-PSK standartlarındaki tahmin edilemeyecek bir kablosuz ağ şifresi genel olarak güvenliğinizi sağlamakta yeterli olacaktır.
Kablosuz Ağınızı Gizli Yapmak Sizi Hackerlardan Korur
Bir güvenlik önlemi olarak kablosuz ağınızı görünür olmaktan çıkarıp gizlemeniz size ek güvenlik sağlayabilir mi? Bu sorunun cevabı kablosuz ağınıza erişmeye çalışan kişiye göre değişir.
Kablosuz ağınızın ismini görünür olmaktan çıkarsanız bile bir kablosuz ağa erişen cihazların listesine farklı bilgisayarlar üzerinden erişilebiliyor. Bu durum kablosuz ağınızda yaptığınız veri trafiğinin izlenmesini ve bu trafik üzerinden kablosuz ağ adınızın ele geçirilmesini mümkün kılmakta. Sonuçta zayıf bir şifre kullanıyorsanız kablosuz ağınız hacklenebilir. Bir önceki maddede anlattığımız kablosuz ağ güvenlik tavsiyelerine dikkat etmenizi öneriyoruz.
Yani işini bilen bir hacker ağınızı gizleseniz de gizlemeseniz de kablosuz ağ adınıza erişebilir.
Kablolu Bağlantı Her Zaman Kablosuz Bağlantıdan İyidir
Kablosuz ağlar ile ilgili olarak yanılgıya düşülen bir başka konu da kablolu internetin çok daha hızlı olduğuna inanılması. Her koşulda bu yargının doğru olduğu söylenilemez.
Eğer bir 15-20 yıl öncesinden bahsediyor olsaydık belki bu yargı doğru olabilirdi. Fakat 802.11ac standardı kablosuz bağlantı teknolojilerinde kullanılmaya başlandıktan beri kablosuz ağlar internet servis sağlayıcılarının sunduğu hızlardan çok daha fazlasını bize sunabiliyorlar.
Kablolu internet bağlantısının belli durumlarda avantajlı olduğu söylenebilir. Eğer sağlıksız bir kablosuz ağa sahipseniz intenet hızınız da bu durumdan etkilenebiliyor. Kablosuz modeminizi ya da dağıtıcınızı uygun olmayan bir noktaya yerleştirdiğinizde ve sinyaliniz sağlıksız iletildiğinde bağlantı gecikmeleri, koplamalar ve hız düşüşleri beraberinde geliyor. Fakat bu tür problemleriniz yoksa internet hızınız kablolu bağlantınızın size verdiği hız ile aynı olacaktır.
Eğer online oyunlar oynuyorsanız düşük gecikme değerleri yakalamak anlamında kablolu bağlantıları tercih etmenizi öneriyoruz. Kablosuz bağlantılar hız anlamında size kayıp yaşatmasa da gecikme (ping) anlamında küçük kayıplar yaşamanıza neden olabilir. Eğer online oyunlar oynamıyorsanız ve gecikme sizin için hassas bir nokta değilse kablosuz ağlarla ilgili herhangi bir kaygınız olmasına da gerek yok.
Eğer Bir Firewall Yazılımı Kullanıyorsanız Modeminizin Güvenlik Ayarlarını Aktifleştirmeye Gerek Yok
Bu görüşün tamamiyle safsata ve yanlış bir iddia olduğunu söyleyebiliriz. Eğer modeminizin yönetici panelinden güvenlik seçeneklerini devre dışı bırakırsanız sadece sizin bilgisayarınız değil, kablosuz ağınıza dahil olan bütün cihazlar tehditlere açık kalır.
Firewall ya da güvenlik duvarları sadece bu yazılımları kullandığınız bilgisayarlarda internet bağlantınızı korurlar. Oysa ki modeminizin sunduğu güvenlik seçenekleri bütün kablosuz ağınızı korur ve bu kablosuz ağa bağlanan diğer bilgisayarlar, akıllı telefonlar, mobil cihazlar ve televizyonlar gibi cihazlarda etkili olur. Siz bilgisayarınızda bir firewall yazılımı kullansanız bile modeminizin güvenlik ayarlarını devre dışı bıraktığınızda hackerlar ağınızdaki diğer cihazlara sızarak güvenlik duvarı kullandığınız bilgisayarlardan veri çalabilir. Sonuçta firewall kullanmanızın da bir anlamı olmaz.
Verici Gücünü Artırmak Hız ve Kapsama Alanını Artırır
Kablosuz dağıtıcınızın veya modeminizin verici gücü (transmit power) kablosuz sinyalinizin iletim gücünü temsil eder. Bu verici gücünü artırmanın da internet hızınızı ve internetinizin kapsama alanını artıracağına inanılmakta.
Bu yargının kısmen doğru olduğunu söyleyebiliriz. Verici gücünüzü belli bir seviye artırırsanız gerçekten de kablosuz ağ alanınızda ölü noktaların ortadan kaybolmasına yardımcı olabilirsiniz ve bu noktalarda internet bağlantınızın hızını artırabilirsiniz. Fakat belli bir seviyenin üzerine çıktığınızda veri iletiminde çakışmalar yaşanabilir ve üst üste binen veriler nedeniyle veri kayıpları yaşayabilirsiniz. Ayrıca çevrenizdeki diğer kablosuz ağların kapsama alanlarına da müdahale ederek o kablosuz ağların kullanım kalitesini düşürebilirsiniz.
Verici gücü ile ilgili bir başka yanlış bilgi de bu gücü azaltmanın sizi hackerlardan koruyacağına innaılması. Bu değişiklik kablosuz ağınızda ölü noktalar sahip olmanıza neden olacaktır. Hackerlar kablosuz ağınıza erişmekte kararlı olduklarında kuvvetli bir antenle bu işi gerçekleştirebilirler.
Dağıtıcınızın DHCP Sunucusunu Kapatıp Ağınızdaki IP Adres Sayısını Sınırlamalısınız
Eğer kablosuz ağınızın güvenliği için bu yola başvurmayı düşünüyorsanız tamamen güvende olacağınızı düşünerek yanılgıya düşmeyin.
Kablosuz ağınıza bağlanan her cihaza onları tanımlamak için bir IP adresi verilir. DHCP sunucusu bu IP adreslerini otomatik olarak cihazlara atayarak cihazlara iletir.
Kullanıcılar DHCP sunucusunu devre dışı bırakarak ağlarındaki cihazlara kendileri elle IP numarası atayabilirler. Bu sayede ağınıza hangi cihazların bağlanabileceğini denetleyebileceğinize inanılır. Fakat bu değişiklik bir hacker ağınıza çoktan sızmışsa anlamsız olabilir; çünkü hacker IP adres aralığınızı taratarak uygun bir IP adresi bulabilir ya da sizin belirlediğiniz IP numaralarına erişerek ağınız üzerinde tam kontrol sağlayabilir. Bu nedenle DHCP sunucusunu devre dışı bırakmayı ve IP adreslerini elle atamayı mutlak bir güvenlik tedbiri olarak görmemekte fayda var. Eğer ağınızda daha ileri seviyede güvenlik istiyorsanız MAC filtreleme özelliğinden faydalanabilirsiniz.
Çift Bant (5 GHZ) Kablosuz Ağ Her Zaman Standart (2.4 GHZ) Kablosuz Ağdan İyidir
Bu genellemenin her durumda doğru olduğunu söyleyemeyiz; çünkü ihtiyaçlarınız doğrultusunda çift bant bir kablosuz ağın sizin için herhangi bir esprisi olmayabilir.
Eğer wireless N standardına sahip bir router ya da modem kullanıyorsanız bu cihazlar size 5 GHZ çift bant bağlantı sunabiliyorlar; fakat bu işi yaparken standart 2.4 GHZ bağlantı devre dışı bırakılıyor. 5 GHZ bir kablosuz ağa bağlanacak cihazların da bu standardı desteklemesi gerekiyor. Yani çift bant desteklemeyen bir akıllı telefonla veya bilgisayarla çift bant bir ağa bağlanmanız mümkün olmuyor.
Wireless N dağıtıcıların yanısıra wireless AC ve üç bant dağıtıcılar da piyasada mevcut. Bu dağıtıcıların wireless N dağıtıcılardan farkı ise size 2.4 GHZ ve 5 GHZ bantları aynı anda aktifleştirerek kullanabilme imkanı verebilmeleri. Bu sayede 2.4 GHZ standardını destekleyen cihazlarımızı da bu dağıtıcılarla kullanabiliyoruz.
Peki 5 GHZ kullanmak size ne kazandırır? Eğer kablosuz bağlantıların yaygın olduğu bir yerde bulunuyorsanız standart 2.4 GHZ aralığı yoğun bir şekilde kullanılıyor olduğundan kablosuz sinyallerin iletiminde problem yaşayabilirsiniz. Bu sorunu farklı bir frekans aralığına geçerek çözebilirsiniz. İşte bu frekans aralığını da 5 GHZ dağıtıcılar sunuyor. 5 GHZ'in bir diğer avantajı da kablosuz ağınız üzerinde yapacağınız veri iletiminin daha rahat ve hızlı olması. Bu veri iletiminin internet bağlantı hızınızla alakalı olmadığını belirtmekte fayda var; çünkü kablosuz ağ trafiği evinizdeki veya iş yerinizdeki cihazlar arasındaki veri trafiği anlamına geliyor. Yani 5 GHZ dağıtıcılar bilgisayarınızdan televizyonunuza kablosuz olarak film aktarıp bu filmi seyrederken ya da kablosuz olarak evinizdeki ya da iş yerinizdeki cihazlar arasında dosya transferi yaparken işinize yarayabilir.
2.4 GHZ standardının genel olarak tercih edilmesinin nedeni ise bu aralıkta iletilen sinyallerin duvarlar gibi engellerden daha iyi geçiş yapabilmesi.
Modem ya da Routerın Firmware Güncellemeleri Sadece Bir Problem Olduğunda Yapılmalıdır
Normalde bir cihazı kullanırken onun sistem yazılımını (firmware) güncellemek eğer cihaz düzgün çalışıyorsa gereksiz olarak görülür. Bu görüş kimi durumlarda doğru da olabilir; çünkü eğer internete bağlı olmayan bir cihaz kullanıyorsanız ve cihaz üzerinde şifreleriniz gibi verileri transfer etmiyorsanız o cihaz ihtiyacınızı karşıladığı için herhangi bir güncelleme hatasından kaçınmak isteyebilirsiniz. Fakat iş kablosuz ağımızı idare eden modem veya routera geldiğinde biraz düşünmemiz gerekiyor; çünkü bu cihazlar şifrelerimizi, hesaplarımızı ve diğer kişisel verilerimizi iletiyorlar. Bu cihazlarda mevcut olan bir güvenlik açığı hackerların işini kolaylaştırmamız anlamına gelebilir.
Modeminizin ya da routerınızın firmware güncellemelerini yaparak güvenlik açıklarınızı kapatabilir, kablosuz ağınızı tehditlere karşı koruyabilirsiniz. Bu nedenle güvenlik tedbirleri içeren firmware güncellemelerini kesinlikle kaçırmamalısınız.