İletişim sadece çevrimiçi mi olmalı? Alışverişlerimizi mutlaka internet üzerinden mi yapmalıyız? Neden bizi hayata bağlayan, insanlarla yüz yüze getiren alışkanlıklarımızdan ödün veriyoruz. İnternet’e bu kadar bağımlı olmak zorunda mıyız?
Mobilike & Wonk firmasının yaptığı araştırma; 2011 yılından günümüze Türkiye’de mobil internet kullanıcı adedinin önemli seviyede arttığını gözler önüne seriyor. 2011'de 1 milyon 862 bin olan kullanıcı adedi 2014'te 26 milyon 444 bin seviyesine ulaşmış. Trafik hacmi ise 2014 yılı itibariyle 52 milyon 359 bin seviyesinde seyrediyor.
Sinemaya gitmiyor, filmleri ya indirip ya da web sitelerinden seyrediyoruz. Dışarda yemek yemekten neredeyse vaz geçmek üzereyiz, dışardan yemek söylemek ve internetin başından kalkmamak işimize geliyor. Ne kadar zamandır bir müze ya da sergiye gitmedik; hatırlıyor muyuz? Kitap okuma durumumuz nedir? En son kimi ve ne zaman okuduk? Uzun zamandır yüz yüze görüşemediğiniz arkadaşlarımızla sosyal ağlardan başka bir yerde, bir kafe ya da restoranda en son ne zaman buluştuk?
Bu soruları çoğuna, uzun zaman zarfları içinde cevap veriyorsak durum çok ciddi demektir. Artık bu çevrimiçi bağımlılığından sıyrılmak gerekiyor. Peki, ama nasıl? İnternetin ne kadarı fazla, ne kadarı yeterli, ne kadarı az buna nasıl karar vereceğiz?
Epostalara karşı bilinç geliştirmek
Epostalarınızı açtığınız zaman cevap vermeniz veya ilgilenmeniz gereken ileti sayısı karşından panik yaşıyorsanız bundan vaz geçmeniz gerekiyor. Hiçbir iş bir anda çözülemez. Bazı iletilerinizi silmeyi ya da bunları ileri tarihlere ötelemeyi alışkanlık edinmelisiniz. Her eposta anında cevaplanacak diye bir kural yok. Evet, bir iletiyi hiç cevaplamamak son derece kaba ancak kendinize ait zamandan çalarak tek tek her şeye cevap vermemelisiniz. Biraz zaman tanıyın.
Sabah ilk yaptığınız şey bilgisayarı açmak mı?
Güne başlar başlamaz akıllı telefonunuzdan ya da bilgisayarınızdan internete giriyorsanız durum vahim. İflah olmanız zor ama imkansız değil. Güzel bir kahvaltı edin. Ailenizle ya da sevdiklerinizle sohbet edin. Gazetelere bakın, çay ya da kahvenizi yudumlarken biraz camdan şehri seyredin. Ufkunuzun bir monitör ya da küçük telefon ekranından daha geniş olabileceğini göreceksiniz.
Unutkanlık yaşıyor musunuz?
Çok fazla bilgiyle dolu olan zihniniz artık neyi saklayıp neyi saklamaması gerektiğine karar veremiyor. Bu durum internette geçirdiğiniz zamanla çok ilintili. O kadar çok bilgiden bilgiye atlıyorsunuz ki; hangisinin önemli olduğuna karar verecek fırsatı zihninizde analiz edemiyorsunuz. Bu da anlık hafıza sorunlarına yol açıyor. Her 45 dakikada bir internetten uzaklaşarak en az bir yarım saat gerçek dünyaya dönmeniz, bilgilerinizi tazelemeniz gerekiyor. Okuduklarınızı ya da takip ettiğiniz bilgilerin kalıcı olmasını sağlayabilecek en iyi yöntem bilgiyi sindirmeye zaman tanımak.
İnternetin ya da sosyal medyanın yok olmasını dilemek
Bu aklınızdan geçiyor mu? Siz kendinizi kurtarmak isteyip bunu başaramadıkça “bir şeyler olsa da internetten kurtulsak” düşüncesi, aslında bağımlılığınıza karşı bir savunma geliştirmekten başka bir durumu izah etmiyor. Ama bunu sizden başkası yapamaz. İpler tamamen sizin elinizde. İnternete gireceğiniz zamanları planlayın. Bu bir düzen kurarak kendinize vakit ayırmanıza yol açacak, kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz.
Hobileriniz vardı, ne oldu onlar?
En iyi yaptığınız şey bilgisayarda oyun oynamak mı? Bu size ne gibi bir artı değer kazandırıyor? Resim yapıyordunuz oysa, en son ne zaman resim yaptınız? Hobilerinizden neden koptunuz? Zor sorular değil bunlar ama ilintili cevapları var. İnternette zaman geçirerek yeteneklerinizi köreltiyorsunuz. Kendinizi değerli hissedebileceğiniz tüm yetenekleriniz köreliyor. Hemen hobilerinize zaman ayırmak için bir plan yapın. Bir dil kursuna gidebilir, gitar çalmaya başlayabilir ya da var olan hobilerinizi geliştirebilirsiniz. Ruhunuzun arındığını hissedeceksiniz.
Internet Explorer Artık Varsayılan Olacak
Hangi İnternet Tarayıcısı Daha Hızlı?
YORUMLAR