Google Ambargosu Ne Anlama Geliyor?

Geçtiğimiz saatlerde ortaya atılan ve sosyal medya gündemine oturan Google ambargosu hakkında bilinen her şeye detaylıca göz attık!

Geçtiğimiz saatlerde ortaya atılan ve sosyal medya gündemine oturan Google ambargosu hakkında bilinen her şeye detaylıca göz attık!

Neden Başladı?

20 Eylül 2018 tarihinde Google için yürütülen soruşturmayı karara bağlayan Rekabet Kurumu, şirketin 4054 sayılı rekabetin korunması hakkında kanunu ihlal etmesi nedeni ile, yani bir anlamda haksız rekabet nedeni ile para cezası ile cezalandırılmasını uygun görmüştü.

Yaklaşık olarak 93.000.000,0 TL tutarındaki bu cezanın karara bağlanmasından bu yana aramızda soğuk suların aktığını söyleyebiliriz.

Google Popüler Uygulamayı Haksız Yere Yasakladı

Daha Sonrasında Ne Oldu?

Öncelikle konunun ne olduğuna hakim değilseniz buraya tıklayarak konu hakkındaki haberimizi okuyabilirsiniz.

İddialara göre Google, 7 Kasım tarihinde iş ortaklarına gönderdiği bir mektup ile birlikte alınan kararın düzeltilmemesi durumunda Türkiye'de satışa sunulacak cihazlar için lisans verilmeyeceğini ifade etti. Bu mektubun gönderildiği iş ortakları arasında Android cihaz üreticileri ve bunların satışını yapan mobil operatörlerin bulunduğu ifade ediliyor.

Daha sonrasında bildiğiniz üzere bu konuda bir gelişme yaşanmadı ve yine iddialara göre Google, 12 Aralık tarihinde kendi servislerinin lisansını iptal etti. 

Google, Haksız Rekabet Nedeniyle 21 Milyon Dolar Ceza Aldı

Bu Ambargo Ne Anlama Geliyor?

Bu ambargonun oldukça benzer bir uygulamasını Huawei cihazlarda görmeniz mümkün. En güncel Huawei cihazlarında Haritalar, Gmail, Play Store, Fotoğraflar, YouTube gibi uygulamaların ve diğer hizmetlerin bulunmadığını söyleyelim.

Benzer bir şekilde eğer iddialar doğruluk payı taşıyorsa ilerleyen dönemlerde satışa sunulacak olan herhangi bir Android cihazda bu servislerin ve uygulamaların bulunmama ihtimali söz konusu. Yani bir anlamda Android'i Android yapan bu uygulamalar artık cihazda yer almayacak.

Söz konusu iddiaların ilerleyen aşamalarına baktığımızda bununla sınırlı kalınmadığını ve alınan kararlarda bir düzeltme yoluna gidilmediği durumda şirketin ülkemizden çekileceği de ifade ediliyor. Böyle bir adımın sonuçlarının daha farklı şeylere sebep olabileceğini söylemek mümkün.

İddiaların Doğruluk Payı Ne?

Öncelikle mektup tarafından inceleme yapmamızda fayda var. İddialara baktığımızda yerel mobil operatörlere ve yerel Android cihaz üreticileri de dahil olmak üzere satış yapan her markaya 7 Kasım tarihinde bir mektubun gönderildiği ifade ediliyor.

Ancak aradan geçen yaklaşık 40 gün gibi bir sürede bu yönde herhangi bir bilgi ortaya çıkmadı. 80 milyon kişilik bir pazar için alınacak bu yönde bir kararın yerel ya da küresel olarak gündeme gelmesi beklenirdi.

Bunlara ek olarak Google tarafından bu yönde bir açıklama da şu ana kadar yapılmadı. Bunlar iddiaların geçersiz olduğu anlamına gelmese de, biraz daha ciddiyetsiz bir durumda olabileceğini ortaya koyuyor.

Ancak ülkemizin pazar büyüklüğünü göz önüne aldığımızda şirketin bu şekilde bir ayrılık kararı vermesinin pek de kolay olmadığını söylemek gerekiyor. Sonuç olarak baktığımızda 93 milyon TL tutarındaki bu ceza 80 milyon büyüklükteki bir pazar için kullanıcı başına birkaç TL anlamına geliyor.

Kullanıcı başına çok daha fazla kazanan şirketin basit bir ceza için bu adımı atıp atmayacağı konusunda bazı şüphelerim var.

Yapılanlar Doğru mu?

Google dünya genelinde pek çok ülkeden açılan bu yönde davalar ile karşı karşıya kalıyor. Türkiye'de aldığı 93 milyon TL cezanın dövize düşürünce epey düşük kaldığını söyleyebiliriz çünkü şimdiye kadar yüz milyonlarca dolarlık ve hatta milyarlarca dolarlık davalar ile karşılaştı. Şirket geçtiğimiz senelerde 2,42 milyar euro cezaya çarptırılmıştı.

Açılan davaların ve verilen para cezalarının hepsinin temelinde haksız rekabet ve tekelleşme bulunuyor. Yani bu ceza bizim uydurduğumuz bir şey değil, pek çok ülkenin ortak görüşü konumunda.

Sonuç olarak iddiaların hala güvensiz olduğunu, şirketin basit bir cezadan dolayı bu yönde bir karar almasının pek de mümkün olmadığını, bu kadar büyük bir pazarı rahat rahat bırakamayacağını düşünmemiz en mantıklısı.