God of War İnceleme
God of War (2018), son yılların en iyi oyunu olmaya aday!
Kratos, altı oyun boyunca bizlere sadece hırslı ve öfke dolu tarafını göstermişti. Nitekim zorluklarla dolu hayatı, onu böylesine bir adam olmaya itmiş ve bütün karakteri öfkeyle şekillenmişti. Öfkesi öylesine büyüktü ki; God of War 3’te, bütün dünyayı yerle yeksan etmesine rağmen, dönüp arkasına bir kere bile bakmamıştı. Karakteri iki boyutluydu ve tek bir amacı vardı: Daha çok öldürmek. God of War 2018'de ise işler değişti!
God of War serisi 2005 yılında, yapımcısının Yunan Mitolojisini eğip bükme merakıyla birlikte, bir kaykay oyunu motoruyla geliştirilmişti. Sparta şehrinin ordusunu komuta eden ve general rütbesine kadar yükselen Kratos’un barbarlara karşı olan savaşını kazanmak için ruhunu Savaş Tanrısı Ares’e satmasıyla başlayan hikâye, Ares’in Kratos’u tam bir asker yapma çabalarıyla sürmüştü. Kratos’un içindeki insanlığı yok eden Savaş Tanrısı, ortaya gerçek bir savaş makinesi çıkarmıştı. Gözünü kan bürümüş o makineyse kendi karısını ve kızını bile gözünü kırpmadan öldürecek seviyeye gelmişti. Ailesini kendi elleriyle öldüren Kratos, bunun suçunu Ares’te bulmuş ve ilk intikam yeminini böylece etmişti. Zorlu bir yoldan geçtikten ve Olimpos Dağı’ndaki diğer tanrılardan küçük yardımlar aldıktan sonra Ares’i öldüren Kratos, yeni God of War (Savaş Tanrısı) unvanına erişmişti. Artık Olimpos’ta oturan tanrılardan bir tanesi olmasına rağmen diğerlerine olan hıncıysa bir türlü geçmemişti. God of War olduktan sonra Yunanistan’daki bütün şehirleri yağmalamaya başlayan Kratos, son olarak hayatın kaynağının geldiğine inanılan Rodos’a saldırma kararı almış ve bunu engellemek isteyen Zeus, Kratos’un elindeki bütün tanrısal güçleri ele geçirmiş ve Kratos’u öldürmüştü. Ölüler Diyarı’nda eski tanrılardan Gaia’nın yardımıyla hayata dönen Kratos, üçüncü oyunda iyice çileden çıkmıştı. Eski ve yeni demeden bütün tanrıları tek tek öldüren kızgın karakterimiz, en sonunda öz babası Zeus’u halt etmeyi başarmış ve hikâyeye koca bir nokta koymuştu. Tüm bu olaylar boyunca Kratos çok az konuşmuş ve sadece gücünü bizlere göstermişti. Dahası oyuncuları bile kendisinden soğutacak yapıya bürünmüş ve sevilmeyecek bir karaktere dönüşmüştü.
Yeni oyunun el attığı ilk konuysa işte bu sevilmez karakter yapısı oldu. Tekrar bir aileye sahip olan ve çeşitli sorumluluklar hisseden Kratos, eskiden gelen alışkanlıklarını ve karakterini kaybetmemiş olsa bile yeni özellikler kazanmış ve bu özellikler oyuna çok iyi yansıtılmış.
Hikâye
Yeni God of War, Yunan Mitolojisiyle işini bitiren ve bütün o hengâmeden kaçıp, İskandinav bölgesine yerleşen Kratos’u konu alıyor. Burada kendisine yeni bir aile kuran ve çocuğu olan Kratos, sessiz sakin hayatına devam ederken, Faye isimli eşi hayatını kaybediyor ve oyun tam olarak buradan başlıyor. Faye’nin evlerinin çevresine ördüğü büyü duvarı sayesinde rakipleri tarafından bulunamayan Kratos, eşinin son dileklerinden birini gerçekleştirmek üzere büyülü ağaçlardan bir kaçını kesiyor ve bozulan büyü duvarı sonrasında herkes Kratos’a doğru hücum ediyor. Oğlu Atreus ve Kratos ise üzerlerine akın akın gelen düşmanlardan ziyade, Faye’nin küllerini dağın en tepesine çıkarmak için mücadele veriyorlar.
Hikâye, direkt olarak baba – oğul çatışması üzerine kurulmuş. Kendisi babasız büyüyen ve babalık nedir bilmeyen Kratos, Faye’nin ölümünden sonra Atreus ile baş başa kalıyor. Çocuk büyütmek adına hiçbir fikri olmayan Kratos, oğluna bir çocuktan öte savaşçı gibi bakmaya başlıyor ve bütün yol boyunca onu daha iyi bir dövüşçü yapabilmek için uğraşıyor.
Hem çocuğunu eğitmek hem de Faye’nin dileğini yerine getirmek için çabalayan Kratos, ister istemez değişime uğrayarak, kin ve öfkeyle dolu karakterine başka şeyler göstermeye çalışıyor. İçinde kocaman bir merhamet ve sorumluluk filizlenen Kratos, bunu çocuğuna yansıtma konusundaysa sıkıntı yaşıyor. Kimi zaman çocuğun başını sevmekten son anda vazgeçen karakterimiz, kimi zaman da hikâye bile denemeyecek saçmalıkları hikâye diye anlatarak, çocuğuna ders vermek istiyor. Buna rağmen o eski Kratos’un izleri de devam ediyor ve çocuğun sorduğu birçok soruya “Bilmiyorum”, “Daha fazla konuşma”, “Bizi ilgilendirmez” gibi cevaplar vererek, bir baba nasıl olunmaz onu gösteriyor. Kratos’un bu değişimi bizlere başarılı şekilde aktarılırken, eski oyunlara ve olaylara küçük göndermeler de yapılması oldukça hoş bir detay olarak karşımıza çıkıyor. Atreus’un “Bir çocuk babasını öldürür mü?” minvalinde sorusuna, kendi babasını öldüren Kratos, “Şimdi oraları çok kurcalamayalım” gibi bir cevap veriyor. Tanrılar üzerine açılan bir sohbete ise “Bütün Tanrılar kötüdür” diyerek noktayı koyuyor.
Baba – oğul ilişkisi üzerine kurulu hikâyesine İskandinav Mitolojisine dair detayları muhteşem şekilde yerleştirmeyi başaran Santa Monica, bizlere yine bir mitolojiyi küçük küçük detaylarla öğretmeyi ve ilgi uyandırmayı başarmış durumda. (Herhalde mitolojinin aktarımı konusunda kimsenin şüphesi yoktu.)
Hikâye anlatımı konusunda ders niteliğinde detaylar kullanan ve hikâyeyi ilmek ilmek işleyen Santa Monica, Kratos’un ve oyunun değişimini olabilecek en iyi şekilde aktarmayı başararak, bu konuda bizden tam puan almayı başarıyor.
Oynanış
Yaklaşık 5,5 yıldır üzerince düşünüldüğü söylenen oyun için Santa Monica muhtemelen ilk iş olarak, bütün God of War serisini DNA’larına ayırmış. God of War’u God of War yapan bütün detayları tespit eden yapımcı ekip, o detayları başarı şekilde yeni oyuna aktarmayı başarmışlar. Böylece karşımıza hem yeni hem de eski bir God of War çıkarmışlar.
Yeni oyunda yapılan ilk büyük değişikliğin kamera açısında olacağını oyun çıkmadan biliyorduk. Hack-and-slash türüne uygun olarak geliştirilen God of War oyunları, buna göre kamera açılarıyla oynanıyordu. Bu sefer üçüncü kişi bakış açısına geçen Santa Monica, oldukça radikal bir karar almış olmasına rağmen, eski hissiyatı korumayı başarmış. Kısıtlı bir kamera açısına rağmen yine üzerimize onlarca düşman saldırıyor ve yine kendimizi o onlarca düşman arasından kurtarmaya çalışıyoruz. Tabii ki buna uygun olarak düşman sayılarında biraz olsun azalma ve kontrolördeki ok tuşlarıyla hızlı dönme gibi özelliklerle bu eksik kapatılmaya çalışılmış.
Kratos’un bu oyunda tek bir silah kullanacağının söylenmesi de oyuncular tarafından şüpheyle karşılanan durumlardan bir tanesiydi. Özellikle God of War 3’te onlarca farklı silah ve silahlarla birlikte gelen gücü kontrol ettikten sonra tek bir silaha geri dönmek, oyundaki çeşitlilik konusunda soru işaretlerine yol almıştı. Buna rağmen Leviathan isimli balta konusunda ince eleyip sık dokuyan Santa Monica, önceki oyunlardan daha fazla çeşitlilik sunmuş. Bütün oyun boyunca aynı baltayı kullanıyor olsak bile balta üzerinde yüzlerce değişiklik yapabiliyor oluşumuz ve bu değişikliklerin düşmanlara göre şekillendirilebiliyor oluşu, silah konusundaki tekdüzeliği ortadan tamamen kaldırmış. Silahı çeşitli zırhlar ve zırh çeşitlendirmeleriyle destekleyen Santa Monica, böylece binlerce kombinasyona ulaşmış ve oyuncuların aklındaki soru işaretlerini gidermiş.
Oynanıştaki bir başka yenilik ise oğlumuz Atreus’un direkt olarak dövüşlerin içerisinde bulunması. Hikâyeye paralel olan gelen bu yenilikle birlikte dövüşlere yeni bir heyecan gelirken, farklı düşman türlerinin geliştirilmesinin de önü açılmış; ancak bazı düşmanların sadece Atreus’a uygun olarak tasarlanması ve karakterin zoraki dövüşlere sokulması, kimi zaman can sıkan kimi zaman da çok eğlenceli olan bir durum olarak karşımıza çıkmış durumda.
Tüm bunlarla birlikte kutular, duvarlara tırmanmalar, çeşitli bulmacalar çözmeler gibi detaylar hala oyunun içerisinde. Eski oyunlardan birebir uygulanmayan ve hepsine yeni bir şekil verilen bu özellikler, oyunun başarılı taraflarından bir tanesini daha oluşturuyor.
Özellikle değinmek istediğim bir noktaysa vuruş hissiyatı! Üzerinde ne kadar çalışıldı bilinmez ama yakın dövüş barındıran oyunlar arasında en tatmin edici vuruş hissiyatına sahip olan oyun açık ara God of War. Gerçekten bir balta kullandığınızı ve baltayı düşmanlarınıza sapladığınızı hissediyor ve bu sebeple sürekli yeni dövüşlere girmek için can atıyorsunuz.
Sonuç olarak o bildiğimiz bütün detaylar değişmiş olmasına rağmen God of War oynadığınızı hissediyor ve hiç yabancılık çekmiyorsunuz.
Grafikler
Her ne kadar PlayStation 4, çok güçlü bilgisayarlar karşısında geride kalmış gibi görünse de God of War, son yıllarda çıkan en iyi grafikli oyunlar arasında sayılabilir. Hem PS4 hem de PS4 Pro üzerinde başarılı şekilde çalışan oyun, ilk olarak renkliliğiyle dikkat çekiyor. Bu sefer çok farklı bir renk paleti tercih eden yapımcılar, ortaya tam bir şölen çıkarmayı başarmışlar.
Renklerle birlikte ışıklandırma ve gölge konusunda yapılan yenilikler, destansı maceranın daha destansı olmasına yardım ediyor ve gerçekten mitolojik bir evrenin içerisinde yol alıyormuş gibi hissetmenizi sağlıyor.
Grafik konusunda dikkat çeken bir başka noktaysa tasarımlar konusunda gelinen uçuk nokta. Gerçekten oyundaki her taşın üzerinde yıllarca uğraşıldığı görülebiliyor. Küçük detayların yanı sıra tapınaklar ve iç mekânlar konusunda harikalar yaratılmış.
Vuruş hissiyatıyla birlikte oyuna dair en sevdiğim detay ise bu tasarımlar ve tasarımlardaki incelikler oldu desem yeridir.
Sonuç
God of War serisini daha “destansı” hale getiren bu oyun, alınan radikal kararları muhteşem şekilde uygulayarak, kendini yenileyen serilerin neler yapması gerektiği konusunda ders kitaplarına girmesi gereken detaylarla dolu olmuş.
Yarı açık dünya yapısıyla size büyük genişlik sunan ve sadece dövüşten ibaret olmadığını göstermek istercesine oyuncunun karşısına çıkan God of War (2018), benden 10 üzerinden 10 alıyor ve son yılların en iyi yapımlarından bir tanesi olarak kişisel listeme ekleniyor.