En Tartışmalı 10 Oyun

Video oyunlarına dair tartışmalar, 1980’li yıllardan bu yana devam ediyor. Popüler kültürü hedefleyen yazılarda ana hedef oyunların yararları ve zararlı üzerineyken, oyuncular ise kendi aralarında oyunların içeriklerine odaklanmış durumdalar.

En Tartışmalı 10 Oyun

Video oyunlarına dair tartışmalar, 1980’li yıllardan bu yana devam ediyor. Popüler kültürü hedefleyen yazılarda ana hedef oyunların yararları ve zararlı üzerineyken, oyuncular ise kendi aralarında oyunların içeriklerine odaklanmış durumdalar.

Yazıya başlamadan önce ana akım tartışmalara da birkaç söz söylemek gerekir sanıyorum. Video oyunlarının da bir sanat eseri olarak görülmesinde bir beis yok. Her hal ü karda video oyunlarının içinde de sanatsal bir yatarım var. Bittabi yararlı ve zararlı tartışmalarının da bu bağlamda yapılması gerekiyor.

Sanat eserlerinin yararlı ve ya zararlı olup olmadığı tartışmaları ise milattan öncede kaldı. Platon ve Aristo, edebiyat üzerinden yürüttükleri bu tartışmanın ardından iki ana yol açtı ve onlardan sonra gelenler basitçe bir çözüme ulaşıldı: Herhangi bir kurmacının, gerçeğe yansıması farklıdır. Yani siz bir romanı okuduğunuzda, bunun içinde yer alanları gerçek olarak alamazsınız. Bahsi geçen roman tarih konulu olsa bile, bir roman olması sebebiyle anlatılan tarih asla gerçek tarih değildir. Bu görüşü her medya ürününe uygulamak mümkün. Milattan öncede kalan bu tartışmaların ise günümüzde dahi yapıldığını görebiliyoruz. "Muhteşemli" dizilerde tarihin gerçeği yansıtmadığına dair çok yazı okumuşsunuzdur. O dizilerin tarihi gerçek yansıtma gibi bir sorumluluğu yok. Ancak izleyicinin, izlediklerinin gerçek olmadığını idrak etme zorunluğu var. Oyunlarda da bakış açısı böyle olmalı. Bir oyun olması sebebiyle içindekilerin gerçek olmadığını bilmeli, sadece eğlence ya da estetik zevkler için bu oyunları oynamalıyız.

Oyunlara dair en çok tartışılan konulardan bir tanesi ise şiddet seviyesi. Sadece popüler eleştiri yazılarında da değil; oyuncular içinde de tartışılan konuların başında şiddet geliyor. En tartışmalı 10 oyun listemizde de yer alan oyunların tartışılmasının başlıca sebebi bu. Burada sorulması gereken bir soru devreye giriyor: Oyunlarda şiddet olmalıysa bu şiddetin oranı ne olmalı? Bu sorunun içinde aşağıdaki listeye bakabilir, sonunda ise bizlere fikirlerinizi belirtebilirsiniz.

10- Time Killers

1992 yılında çıkan bu oyun, Mortal Kombat’tan hemen sonra raflarda yerini aldı. Yakaladığı başarı ise en az Mortal Kombat kadardı. Oyunun başlıca kişisi zaman yolcuğu yapan ve önüne geleni pataklayan bir savaşçıydı. Yukarıdaki videoda da görebileceğiniz gibi oyun aslında bir dövüşten ziyade, düşmanlarımızı biçmeye yönelikti. Oyun boyunca birilerinin kolu ya da bacağı kopuyor, kafası kesiliyordu.

9- Postal 2

İlk Postal oyunu da tartışmaların göz bebeği konumundaydı. Orijinal oyunun izlerinden giden Postal 2 ise içerisindeki şiddet ve ahlaki sorunları çok daha ileriye taşımıştı. Paradise, Arizona’da düşmanlarımızla savaşırken, yoldan geçenlerin üstüne dahi işeyebildiğimiz bu oyunda sivillere yapabildiklerimizin sonu gerçekten yoktu.

8- Call of Duty

Call of Duty, İkinci Dünya Savaşı yıllarından çıkıp, modern dönemlere geldiğinde hakkındaki tartışmalar da yoğunlaşmıştı. Hatırlarsanız modern oyunlarda nükleer bombalar patlıyor, birçok sivil ölüyor ve terörist saldırılardan kaçamıyorduk. Bundan ziyade asıl tartışma konusu ise Modern Warfare 2’de oynadığımız bir bölümdü. Bu bölümde elimize tam otomatik silahları alıyor ve hava limanındaki masum insanları öldürüyorduk. Zaten boyuna insan öldürdüğümüz bir oyunda, bu çok önemsiz bir ayrıntı demeyin. İşin içine masumların girmesi, her şeyi bambaşka bir düzleme taşıyordu.

7 – Hatred

Belki de gelmiş geçmiş en tartışmalı oyunlarında başında geliyor Hatred. Adında bile nefret ögesi saklı. Oyunun tartışılmasının asıl sebebi ise ana karakterimizin gerçekten nefretle dolu olması ve yapabileceklerinin de sınırı olmamasıydı. Üstüne bir de yapımcılarının yaptığı ırkçı açıklamalar ve nefret güzellemeleri, oyunu bambaşka boyuta taşımayı başarmıştı. Buradaki asıl sıkıntı ise oyunda nefret ögelerinin olması değil; nefret aşılanmaya çalışılırmış gibi bir hava yaratılmasıydı.

6- Bully

Bully, Rockstar’ın en sevilen oyunlarından bir tanesi. Oyun boyunca bir lise öğrencisini kontrol ediyor ve onunla akla hayale gelmeyecek haşerelikler yapıyorduk. Bully’nin tartışma konusu olmasının asıl sebebi ise bir lise öğrencisinin yapmaması gereken davranışları sergilemesiydi. Böylesine davranışlar, başka liseli öğrencilere de örnek olabilir ve onları da aynısını yapmaya yönlendirebilirdi.

5- God of War

Listedeki diğer oyunların gerçekçi yanlarının olması, onları tartışmaya daha açık bir konuma getiriyor. God of War ise her haliyle hayali bir evrende geçtiğini bizlere hissettiriyor. Yani God of War oynayan birinin, “hadi kalkayım da ben de tanrı döveyim” gibi bir eğilim göstermesi mümkün değil. Yine de oyun boyunca kanın gövdeyi götürmesi, tartışılması için yeterli bir sebep olarak gösterilmişti.

4- Doom

1990’lı yıllarda çıkan Doom oyunlarının FPS türüne yeni bir soluk getirmesinin yanı sıra sahip olduğu en önemli özelliklerden bir tanesi, ilk defa özel öldürme animasyonlarının kullanılmasıydı. İlk oyunlardan bu yana bir düşmanınızı, çok farklı ve gerçekten vahşi yollardan öldürebiliyordunuz. Hatta kimi zaman oyundaki vahşet, içinizi kaldıracak seviyeye kadar çıkabiliyordu. Hele yakın zaman önce çıkan yeni DOOM’da grafiklerin de iyi olmasıyla işler bir adım daha öteye gitti.

3- Manhunt

Rockstar tarafından yapılan ve tartışmaların göbeğine oturan bir başka oyun daha. Hatta oyun hakkındaki tartışmalar o kadar öteye gitti ki; Manhunt hâlihazırda birçok ülkede satılamıyor. Oyunda James Earl Cash isimli bir mahkûmu yönetiyorduk. Bu mahkûm içinde bulunduğu koşullar sebebiyle ortalığı temizlemek zorunda kalıyordu. Ama bu temizleme işlemini, yukarıdaki videoda da görebileceğiniz gibi, hiç iyi yollardan yapmıyordu.

2- Mortal Kombat

Serinin daha ilk oyuyla birlikte başlayan tartışmalar, günümüzde de devam ediyor. Bildiğiniz gibi Mortal Kombat oyunlarında, rakibinizi değişik yollardan öldürme şansınız bulunuyor. Ancak bu yollar, öyle ayağına çelme takayım tarzında olmuyor. Kafasını koparmaktan, rakibi ikiye bölmeye kadar uzanan bu “fatality” hareketleri, bazen gerçekten can sıkıcı olabiliyor.

1 – Grand Theft Auto

Açık dünya oynanışa sahip olan bu oyunlarda her zaman bir suçluyu ya da son oyunda olduğu gibi suçluları yönettik. Yani oyuncular, gerçekten hırsızların kontrolünü ele alıyor ve onlarla suç işlemeye devam ediyorlardı. Oyunlarda bulunan serbestlik sayesinde ise içinde bulunduğumuz şehirlerde istediğimizi yapabiliyorduk. Hatta başarabilirsek, bir tank çalıyor ve karşımıza çıkan her şeyi öldürebiliyorduk. Diğer oyunlarda görülen sıkıntı ise GTA serisinde daha da başka bir boyuta taşınıyordu. Bu sefer gerçekten bir şehrin içinde, gerçek bir insanla, diğer insanları istediğimiz gibi öldürebiliyorduk. İçinde bulunduğumuz bu gerçeklik düzlemi, birçok insanı rahatsız etmiş olacak, hala oyunlar hakkında tartışmalar sürüyor.

Sonuç

Yazıyı bir sonuca bağlamak gerekiyor. Burada yine Platon – Aristo tartışmasına dönmek de lazım. Platon, edebiyat eserleri zararlıdır; çünkü içlerinde yer alan ahlak dışı ögeler, insanların ahlakını bozabilir diyordu. Aristo ise edebiyat eserlerinin kurmaca olduğunu ve insanların onları gerçek görmediğini, göremeyeceğini iddia ediyordu. Video oyunlarında da benzer bir sonuca, daha esaslı şekilde ulaşılabilir. Edebiyat eserleri sadece yazıdan oluşmaları sebebiyle insanların onları zihinlerinde gerçeklik ile bağdaştırmaları gerekmekte. Haliyle bilinçsiz bir okuyucu, gerçek insanları anlatan bir romanı zihninde gerçekmiş gibi canlandırabilir. Ancak video oyunlarında hikayeyi sadece okumuyor, hem görüyor hem de oynuyoruz. Karşımızda üç boyutlu bir takım insanlar dolaşırken, bunları gerçek gibi algılamak çok mümkün değil. Yine de Pokemon izleyip, kendini atanlar var diyebilirsiniz. Oradaki sıkıntı ise kendini atmaya çalışanların, yaşlarının çok küçük olması. Yani dört yaşındaki bir bireyden, izlediğinin gerçek mi hayal mi olduğunu anlamasını bekleyemezsiniz. Medya ürünlerine getirilen yaş sınırları ise bu sebepten çok önemli.

Bir diğer konu ise oyunların içerisindeki nefret ve şiddet unsurları. Bana göre bunun da sınırı yönlendirmeye yönelik olmalı. Örneğin; Mortal Kombat’ta insanları karşısındakini ikiye ayırmaya yönlendiren bir durum göremiyoruz. Ondan ziyade Mortal Kombat’ta yer alan şiddet, oyunun temasının ölümüne bir dövüş olması sebebiyle teşekkül ediyor. Yine de zaman zaman Mortal Kombat’ın da çok ileriye gittiği söylenebilir. Ancak çok tartışılan Hatred’da ise durum bundan farklıydı. Orada yapımcılar gerçekten kendi nefretlerini başkalarına da aktarmak, belki onları da nefret yüklemek istiyorlardı. Böylesine bir ateşleyici güçle hareket eden bir oyunun, gerçekten zarar verebileceği düşünülebilir. Keza Call of Duty’de yer alan bölüm de yine aynı gözle görülebilir.

Yine de bunların hepsinin bir kurmaca olduğunu bilmek gerekiyor. Eğer her oyuna kurmaca mantığıyla yaklaşırsanız ve bunların oyundan ibaret olduklarını bilirseniz, içerisinde ne kadar şiddet olduğunun bir önemi kalmıyor. 

Oyunlar ve Şiddet Eğilimi Arasında Bir Bağlantı Var Mı?

Minecraft Şiddet İçeren Bir Oyun Mudur? Hayır!