Bunu hep yapıyoruz. Her sabah yataktan kalktığımızda başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğüne kafamızı yoruyoruz. Günlük yaşamımızda yaptığımız belki birçok şeyi "başkaları bu yaptığıma ne der?" soru işaretlerine maruz kalmadan yapamıyoruz. Peki, bunu nasıl aşabiliriz, başkaları bizim kariyerimiz ve hayat tarzımız hakkında ne kadar söz sahibi olabilirler?
Hayatımızı genel olarak başkalarını yargılayarak ya da başkalarının bizi nasıl yargıladığına bağlı olarak sürdürüp, olması gereken şekilde yaşayamadığımızı hiç düşündünüz mü?
Bir iş bulduğunuzda arkadaşlarınız ve aileniz ne düşünecek, kız arkadaşınızı sevecekler mi, sosyal bir topluluğa girerseniz siz nasıl karşılayacaklar gibi çelişkilerin yaşantınızı yönetmesine izin vermemek için yapabileceğiniz bazı şeyler var.
Gelin bugün hayatınızı başkalarına adamaktan, onların sizi sokmak istediği kalıplardan çıkacağınız günlerin ilki olsun…
Başkalarının değil kendi saygınızı kazanın
Hayata dair verdiğiniz kararları, sadece kendiniz için vermeyi öğrenmelisiniz. Bu kararlarınız ne ailenizi, ne de sosyal çevrenizi ilgilendirir. Siz mutlu olacağınız, başarıya ulaşacağınız seçimlerin arkasından gitmelisiniz. Yanlış seçimlerde tek sorumlu siz olun. Bir seçim yapmak sadece iki sonuç getirir; yanlış ve doğru. Yanlış yaparsanız, bunun sorumluluğunu sizi buna yönlendirenler zaten almaz. Beceriksiz damgası yersiniz.Yanlışın ve doğrunun tek sorumluluğunun siz de olması gerekiyor. Ancak böylelikle siz kendi tecrübelerinize bir değer katmış, kendinize olan saygınızı perçinlemiş olursunuz. Kendinizi sevin. Kendinize olan güveniniz çevrenizi zaten etkileyecektir.
Herkesi mutlu edemezsiniz, mutlu olması gereken sizsiniz
Seçimleriniz ne olursa olsun çevrenizde mutlaka sizinle fikir ayrılığı yaşayacak olan insanlar olacaktır. Maalesef "Her kafadan bir ses çıkması" durumu bu hayatta en çok karşılaşacağınız durumlardan biri. Ne yaparsanız yapın insanlar yargılar. Bu bizim doğamızda var. Bir durun ve düşünün. Bunu siz de yapmıyor musunuz?
Sosyal çevrenizde, iş yerinde, evde, online oyun oynarken herkesin sizden bir şey beklediğini, her beklentinin farklı olduğunu ve bu beklentileri tatmin etmenin bir yolu olmadığının farkında mısınız?
Tek yapmanız gereken kimseyi memnün etmeye çalışmamak, yaptığınız her ne ise ondan kendinizin memnun olup olmadığını değerlendirmek. Hayatınızı başkalarının yargılarına göre yönlendirmemelisiniz.
Ne ekerseniz onu biçersiniz
Bilge Konfüçyüs yüz yıllar önce "vereceğin her taviz, zamanla görevin olur" demişti. Düşünün; ne kadar doğru bir tespit. İnsanların yargıları ve eleştirileriyle hareket ettiğiniz zaman kendinize ne kazandırmış olabilirsiniz ki? Bu onları tatmin etmekten, egolarını okşamaktan öteye geçmez. Herkesi dinlerseniz kendi karakterinizi nasıl ortaya koyabilirsiniz. Bu çok da mümkün görünmüyor değil mi?
Değerlerinizi bilin
Öncelikli olarak kapasitenizin farkında olmalısınız. Hayatta en önemli olan şey kendi değerlerinizdir, başkasınınki değil. Gerçekten kim olduğunuzu bilir ve bu özgüveni herkese gösterebilirseniz insanlar sizi rahat bırakacaktır.
Kendinizi ortaya atmaktan çekinmeyin
Başarılar risk alarak gerçekleşir. Başkalarının kendi korkularını size dayatmasına izin vermemelisiniz. Konuşmak istediğiniz bir kız mı var? Gidin konuşun. Bu bir özgüvendir. Ne kaybedersiniz, konuşmazsanız ne kaybedeceğinizi nasıl bilebilirsiniz ki, daha bir şey kazanmadan. Bir kariyer mi seçiyorsunuz, o alanda yükselecek ya da kaybedecek olan yine sizsiniz. Bu tür seçimleri yapmak, tüm riskleri göze almak ve atak olmak size öz güveninizi kazandıracak.
Statükoya boyun eğmiş insanlarla dolu dünyada, kendinize bir yer açmalısınız. Kimseyi dinlemeyen insanların dünyayı değiştirdiğine şahit oluyorsunuz, farkında mısınız? Bir Nikola Tesla, bir Alfred Nobel, bir Mozart ya da bir Mustafa Kemal Atatürk sizce başkalarının kendilerini nasıl değerlendirdiğine çok önem verdiler mi?
Bu soruya verdiğiniz cevap, başlangıç noktanız olsun.
Hangisi Önce Geliyor, Kariyer mi Yoksa Hayat Tecrübesi mi?
Bir Satır Kod Yazmadan Teknoloji Üzerine Kariyer Yapmanın 5 Yolu
YORUMLAR