Android Hakkında Aklınızı Başınızdan Alacak 5 Gerçek
Android hakkında daha önce çok az konuşulmuş, belkide konuşulmamış bazı konular var. Bazılarının gerçek olduğuna inanmakta güçlük çekebilirsiniz.
Etrafınıza baktığınızda dünyanın yarısından çoğunun kullandığı bir işletim sisteminin “artık gizlisi saklısı kalmamıştır” diye düşünebilirsiniz. Ancak Android hakkında gün yüzü görmemiş bazı sırları var. Bazılarının gerçek olduğuna inanmakta güçlük çekebilirsiniz.
Android bir erkek…
Tamam, belki bir robot, ama erkek. Sözlüklerden bakacak olursanız Android ’in tarifi; insana çok benzeyen sibernetik organizma olarak tanımlanıyor. “Andr” ön eki ise tamamen eril bir ön ek. Dişi robotlar için Fembot, Gynoid, Robotess gibi çeşitli terimler üretilmiş. Aslında robot deyince aklımıza hep insan benzeri makineler gelse de dünyada insana benzetilmiş robot sayısı iki elin parmaklarından daha az.
Android ne telefonlar, ne de tabletler için geliştirildi
Android ’in yaratıcısı Andy Rubin 2013 yılında Tokyo’da bir konferans sırasında Android ’in telefon ve tabletler için geliştirilmediğini söyledi. Android işletim sistemi aslında tamamen akıllı kamera ve görüntü yakalama araçları için tasarlanıyordu. Bilgisayarları kullandığımız kameralarla birleştirip bulut teknolojisini kullanarak resimleri depolayan sisteme “Android Datacenter” ismini vermişlerdi. Ancak Rubin o zamanlar dijital kamera pazarının ağır ilerlediğini düşünerek, dikkatini akıllı telefonlara yöneltti.
Rubin yazdığı yazılımım haklarını telefon firmalarına bedavaya vermeye başlayınca, piyasada oyunun kurallarını değiştirmiş oldu. Telefon üreticileri diğer işletim sistemlerine lisans ücreti ödemekten kurtulmuş olmayı çok benimsediler. Android bedava olarak dağıtılmasıydı, telefon firmalarının tercih edebileceği son işletim sistemi olabilir ve bütün telefonlar Windows CE gibi sistemlerle donatılabilirdi.
Her Android telefon sahibi Steve Jobs’a teşekkür borçlu
Gerçekten sizi trollemiyoruz burada. 2005 ve 2007 yılları arasında Android ’in tek düşmanı Microsoft’tu. O zamanlar her telefonun kendine özgü bir işletim sistemi vardı. Samsung başka, Motorola başka, Nokia bambaşka işletim sistemleriyle boy gösteriyorlardı. Android takımı, standart ve piyasayı yönetebilecek tek sisteminin Microsoft tarafından geliştirilebileceğini düşünüyordu. Steve Jobs 2007 yılında iPhone’u piyasaya çıkarınca, Android takımı her şeyi yeni baştan ele almaya karar verdi. Sistemi geliştirdi ve bedava dağıtmaya başladı. Bunu yapmamış olsalardı Samsung, HTC, Sony gibi cihazlar Windows CE ya da Blackberry gibi işletim sistemlerine döneceklerdi.
2007 yılında Android iPhone’dan daha iyi bir sistemdi
Burada tarihi gerçekleri konuşuyoruz, fanatik değiliz ve olmayacağız, ancak çoğumuz Apple’ın akıllı telefon yazılımında devrim yaptığını düşünür. Bu yanlış. Android takımı aynı süreçte kendi işletim sistemleri üzerinde çalışırken hem vizyon hem gelişme olarak, temeli iTunes üzerinde kurulan İPhone teknolojisinden çok ilerdeydi. Multitask adı verilen birkaç işlemin birden telefonda yapılabilmesi, Android temelli bir gelişmedir. Android bunu Sooner diye bir telefonda denemiş, hiç bir masa üstü ya da diz üstü cihaza bağlanma zahmetine katlanmadan uygulama marketine direk bağlanabilmişti. Ancak Sooner çok çirkin bir telefondu. Blackberry’imsi plastik, dokunmatik ekranı olmayan, klavyeli bir ucubeydi adeta. iPhone ile karşılaştırıldığında çok ezik kaldığı su götürmez bir gerçekti. Dokunmatik ekranlar hakkında o yıllarda kullanıcılar ikiye bölünmüş, sürece alışmak ise beklenenden hızlı olmuştu. Android 2008 yılından itibaren ürettiği telefonların daha iPhone benzeri şekle bürünmesine özen gösterdi.
Android uzayda
2013 yılında NASA PhoneStats adında Android sistemiyle çalışan birkaç ucuz uyduyu yörüngeye yerleştirdi. Bu uydular şu anda yok, atmosfere girerek kızarıp gittiler. Ancak dönem içerisinde görevlerini layıkıyla yerine getirdiler. Uzaydan fotoğraflar gönderdiler, raporlar derlediler. Burada anlatılmak istenen; “300 dolarlık bir telefonla NASA bile işini halledebiliyor, siz neden edemeyesiniz ki” tarzında bir PR çalışması gibiydi daha çok.
PhoneStats uyduları HTC Nexus 1, Samsung Nexus S gibi telefonlarla donatılmış ve toplamda 3 bin 500 dolara mal olmuş uydulardı. Bu yüzden uyduların başardıkları, her zaman maliyetlerinden daha çok konuşuldu.
Android’i uzaya gönderen tek kuruluş NASA olmadı, 2013 yılında STRaND-1 uydusu uzaya gönderildiğinde kalbinde Google Nexus One atıyordu. Bu uydu diğer komünikasyon uyduları ile olan senkronize iletişim sorunlarını düzenleyebilmek amacıyla gönderilmişti. Hala çalışıyor.
Android Uygulama Geliştirme Kolaylaşıyor
En Pahalı Android Uygulamaları
Android Yükselişini Sürdürüyor
Android’in Resimli Kısa Tarihi