2000'li yıllarda, sosyal medyanı da patlamasıyla zihnimize yepyeni terimler ve tamlamalar girdi. Neredeyse terim çöplüğüne dönen sosyal medyada kafalar da oldukça karışık; tweet mi atalım, retweet mi atalım, bluetooth mu kullanalım, yoksa bizi trollüyorlar mı derken ne yapacağımızı şaşırdık.
İşte ilginç terimlerin ilginç tarihleri.
Bluetooth
Kral Harald Gormmson 10’uncu yüzyılda bütün İskandinavya’yı birleştiren hükümdar olarak tanınır. Gormmson'un bilinen bir diğer özelliği de çürüyüp neredeyse maviye dönüşmüş dişleriydi. Bu yüzden kendisi 'mavi diş' yani 'bluetooth' takma adıyla da tarihe geçti. Intel’in yazılım geliştirme uzmanı Jim Kardach, bu takma ismi Ericsson, Nokia ve IBM için 1997 yılında geliştirdiği teknoloji için kullandı.
İsim ilk önceleri o kadar tutulmadı. Teknoloji için PAN (personal area network) ya da FLIRT gibi isim önerileri de vardı ancak SEO açısından bu isimler çok sakıncalıydılar bu yüzden meydan Bluetooth'a kaldı. İsmi geçe şirketler bu isimle ürün hazırlarken önceleri çok endişeliydiler. Ancak Bluetooth tüketiciler tarafından çok beğenildi ve gerçekten 'kral' oldu.
Spam
Spam, yıllar boyunca en çok dalga geçilen bir konserve et ürünün adı. İngiltere’de çok bilinen bu konserve ürün defalarca ünlü komedi grubu Monty Phyton'un skeçlerinde kullanıldı. Şovda 'spam' kelimesini defalarca tekrar eden bir garson vardı ve bu üst üste tekrar edilip de müşteriler tarafından algılanamayınca ortaya komik bir durum çıkıyordu.
Spam terimi kendini tekrar eden istenmeyen ileti ile olan bağlantısını bu şovdan sonra aldı. Önce İngiltere'de daha sonra da tüm dünyada kullanıldı. Ha! Spam konserve ürünleri hala var mı diye soracaksanız, maalesef yok.
Noob
Vietnam savaşına katılan genç erlere takılan bir isimdi Noob. Savaş hakkında ilk günlerinde hiçbir tecrübeleri olmayan bu erler gruplara dahil edilmez, ötelenir ve uzak durulmaya gayret edilirdi. Aslında Türkçe'de ki 'acemi er' tabirinin tam karşılığıdır. Bu terim 1990’lardan itibaren yeni mezun bilgisayar programcılarına takılan bir takma isim haline dönüştü. Bugün her türlü teknolojiye yeni olan herkese 'noob' deniliyor.
Troll
Kökeni yine İskandinavya'ya uzanan bir takma isim daha. Troll; anti sosyal, çabuk sinirlenen biraz da saf ve hızlı düşünemeyen orman devlerinin İskandinav Mitolojisindeki adı olarak biliniyor. Ancak teknolojik hayatımızda yeri bambaşka.
Trollemek ise bir balık avlama tekniği olarak karşımıza çıkar. Tekneden atılan ve tekneyle beraber hareket ederken sürüklenerek denizin taranmasını sağlayan balık avı tekniğine verilen bir isim. Bu tabirler yine 1990'lı yıllarda bilgisayar kullanıcılarına kolayca uyarlandı. Anlamlarını tamı tamına koruyarak, teknolojik dünyada pek çok kullanıcıya yakıştırılan sıfat ve eylemlere verilen birer terim oldular.
Hiç birinizin düşündüğü gibi değil. Google ismi asla bir gözlük ya da dürbün çağrıştırdığı ve arama motorunun simgesi bir dürbün için kullanılmadı. Matematik ile uğraşanlar bilir, 'googol' sayısı diye bir düzenek vardır. Bu düzenek 1’i takip eden 100 adet sıfırdan oluşuyor. Bundan dolayıdır ki, arama sayfalarının altında Google logosunun o'ları bulduğunuz sayfa sayısı kadar uzayabiliyor. Google adını tamamen bu rakam düzeneğinden alıyor.
Tweet
140 karakterde derdini anlatmaya çalışan insanların 'twitlemek' eylemini 9 karaktere sığdırmaları biraz manidar gelebilir ki, İngilizce de bu 'twittering' olarak 11 karaktere kadar çıkabiliyor. İlk Tweet’in 2006 yılında atıldığını biliyoruz, anlam olarak kuş ötüşü ya da cıvıltısı olarak tanımlanabilecek olan bu yeni terimimiz, kuşların kısa ötüşler halinde iletişebiliyor olmalarından kaynaklı bir anlam bütünlüğü yakalamaya çalışmış.
404 Not Found/Error
Tamamen bir kod dizisi ile karşı karşıya olduğunuzu bilmenizi isteriz. 404 Not Found dizinindeki ilk '4' rakamı sitenin adının yanlış yazıldığını belirleyen dört numaralı web hatasını temsil ediyor. '04' rakamları ise ardından gelen esas hatayı işaret ediyor. 404'ün yanında yazan 'not found' ise biz anlayalım diye kod ile beraber otomatik olarak gelen bir uyarı. Yani 404 ve 'not found' asla bir tamlama değil aksine bir açıklama mesajı.
Mouse
1950 yılında kendini bir şey zanneden, son derece ukala bir delikanlı olan Douglas C. Engelbart 25 yaşının getirdiği heyecanla evliliği hazırlanıyordu. Bu hazırlığı sırasında bilgisayar dünyasında devrim yaratacak bir icadın mucidi olabileceğini hiç düşünmemişti oysaki. Evini geçindirmek için bir işe giren Engelbart, IT teknolojisinde kariyer edinmek için bir bilgisayar firmasında çalışmaya başladı.
O zamanlar en küçük bilgisayarların bir oda kadar olduğunu göz önüne alırsak, bir kişinin koca odada tüm bilgisayarı kontrol edebilmesi pek kolay bir iş değildi. Engelbart sırf dik kafalılığı ve ukalalığı yüzünden üzerindeki iş yükünü azaltmak için bir cihaz geliştirdi. Biz buna bugün 'fare' adını veriyoruz. Engelbart ne kadar kendini beğenmiş olsa da icadını geliştirmek için çok çabaladı ve 1968 yılında San Fransico'da bir bilgisayar seminerinde detaylı bir demo yapmayı başardı.
Cihaza 'Mouse' adı verilmesinin sebebi ekrandaki imlecin İngilizce kısaltılmış halinin 'Cat' (cursor on a screen) olmasından kaynaklanıyor. Kısaca PC’lerimizde ki kedi fare kovalamacası böyle başladı.
Cookie
Ya da bizim bildiğimiz adıyla 'çerezler', belli bilgilerimizin internete daha çabuk ulaşabilmemiz için depolanması için sorgular gönderen ve bunları saklayan minik yazılım parçacıkları. Bunu hepimiz biliyoruz. Peki, ama neden 'çerez' ya da 'çörek' gibi bir isimleri olabilir ki sorusunun cevabı ise; programcıların bu minik yazılımları Çin çöreklerine benzetmesi. Çin çöreklerinin içinden çıkan fal dizelerinin, geleceğimiz hakkında bize önerilerde bulunması ile bir benzerlik kurulmuş.
GIF
GIF bir kısaltma. Graphic Interchange Format olarak bilinir ve GIF olarak yazılır. Sıkıcı bir bilgi gibi görünüyor değil mi? İlginç olan bu değil. GIF her zaman yanlış telaffuz edilen bir kısaltma. GIF diye yazılsa da 'gif' diye okunmuyor. Jif olarak telaffuz ediliyor. Bunun sebebi ise GIF yaratıcılarının onu ilk böyle telaffuz etmiş olmalarından kaynaklanıyor. Başka dil bilimsel bir açıklaması yok.
YORUMLAR